Çetin Yılmaz, Keyifli Sunumuyla Ebeveynler ve Çocukları Toplantısı'na Renk Kattı

Çetin Yılmaz, Keyifli Sunumuyla Ebeveynler ve Çocukları Toplantısı'na Renk Kattı

Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği'nin (BUSİAD) marka etkinliklerinden olan Ebeveynler ve Çocukları Toplantısı'nın dokuzuncusu, Türk Ekonomi Bankası (TEB) sponsorluğunda Crowne Plaza Oteli Nilüfer Salonu'nda yapıldı.

BUSİAD üyelerinin eşleri ve çocukları ile birlikte katıldığı ve deneyimli basketbol antrenörü Çetin Yılmaz'ın konuk konuşmacı olduğu programın açılışında konuşan BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Günal Baylan, değerli üyeleri ile birlikte BUSİAD'ın 37. yılını geride bırakmaya hazırlandığını söyledi. Bu zaman zarfında ailelerin genişlediğini ve birçok mutluluğu birlikte yaşama şansı bulduklarını ifade eden Baylan, gelinen noktada iş dünyası temsilcilerinin çocuklarının kendilerine yeni iş alanları açtıklarını, kurumsallaşma çalışmalarını sürdürdüklerini ve aile şirketlerinin gelişiminde etkin olduklarını belirtti. Konuşmasında ekonomideki ve diğer alanlardaki gelişmelere de değinen Baylan, "FED'in Aralık ayında faiz artırımı ihtimali güçlenince belirsizlik belli ölçüde ortadan kalktı. Şu anda dikkat edilen konu ise faiz artırımının hangi hızda ve düzeyde gerçekleşeceği. Orta vade için doların güçleneceğini söylemek mümkün. Buna karşılık Euro alanı için Avrupa Merkez Bankası'nın parasal genişleme sinyali vermesi ile denge şimdilik korunuyor. Petrol ve emtia fiyatlarındaki gerileme ise, Çin'in büyümesindeki azalış ve arz fazlasından kaynaklanıyor. Bu durum dış dengemizi olumlu etkiliyor. Bilindiği üzere büyüme hızımız arttığında cari açığımız da artıyor. Dolayısı ile bunu karşılamamız ve sürdürebilmemiz yurt dışından gelecek sıcak paraya bağlı. Orta vadede bu sorun ekonomiyi hep döviz giriş-çıkışlarına dayalı bıçak sırtı bir dengede tutuyor" diye konuştu. Baylan şöyle devam etti: "Faiz oranlarının yükselmesi, TL'nin değer kaybı gündemin görünen yüzü olabilir. Ekonomik olarak görünen temel sorunlarımız; cari açık, zayıf büyüme, yüksek enflasyon ve sıcak paranın gelmesi üzerinde dönse de; hukuk devleti, yargı bağımsızlığı, güçler ayrılığı, çağdaşlık, hak ve özgürlükler, teknoloji, inovasyon, marka, tasarım, katma değer, dinamik eğitim reformu ve kutuplaşmanın artmasına sebep olan siyasi söylemler ülke geleceği için belirleyici bir zincir oluşturuyor. Bu konulardan birinin göz ardı edilmesi bile zayıf halka olarak yolumuza engel oluyor. Artık bu konuların anlaşılması ve uzun zamandır teşhis edilen fakat uygulamakta zorlanılan bu konuların ortak aklı kapsayan programlar yapılarak çözülmesi dileklerimizle yeni hükümetimize başarılar diliyoruz." 

"Bursa'da Ocak ayında bilişim evini devreye alacağız"

Türk Ekonomi Bankası Genel Müdür Vekili Turgut Boz da, günümüz bilgi toplumlarında girişimciliğin son derece önem kazandığını ifade ederek, bilgi toplumunun hızına ayak uydurmanın çok önemli olduğunu söyledi. Robotik bir çağa doğru ilerlediklerini ve geleceğin dünyasını robotların şekillendireceğini dile getiren Boz, tüm bu gelişmeler ışığında girişimciliğe yatırım yapmak gerektiğini, kendilerinin de bunu yaptığını kaydetti. Boz, şöyle devam etti: "Yaşadığımız dünya hızla değişiyor, özellikle de tüketici penceresinden. Tüketiciler artık hızla değişen ihtiyaçlarının aynı hızda karşılanmasını talep ediyor. Öte yandan gelişen teknolojiye uygun olarak konforlu bir yaşam beklentisi içindeler. Atılan adımların doğaya uygun olması, aynı zamanda ekonomik çözümler sunması da diğer talepleri. Ayrıca tüketiciler artık proaktif bir rol üstlenmek istiyor. Yakın gelecekte tüketiciler 3 boyutlu yazıcılar sayesinde birçok ihtiyacını kendisi üretecek ve kendisi tüketecek. Türkiye'nin sanayi toplumundan çok, söz konusu bilgi toplumuna bir an önce adapte olması gerek. Bu konuda TEB olarak bizler önemli adımlar atıyoruz ve KOBİ bankacılığı kimliğimize uygun olarak bilişim evleri kuruyoruz. Bursa'da da Ocak ayında Uludağ Üniversitesi Teknokent bünyesinde bilişim evini devreye alacağız. Bursa böylece bilgi toplumu olma yolunda önemli bir adım atmış olacak."  

"Yetenekten çok daha önem verdiğim şey, iyi insan olmaktır"

Boz'un konuşmasının ardından BUSİAD'ın kadim üyeleri için organize edilen plaket törenine geçildi ve üyelikte 30 yılı geride bırakan iş dünyası temsilcilerine rozetleri takdim edildi. Tören sonrasında deneyimli basketbol antrenörü Çetin Yılmaz sahne alarak 41 yıldır görev yaptığı spor camiası içinde elde ettiği deneyimleri; samimi ve akıcı bir dille katılımcılarla paylaştı. Spor dünyası ile iş dünyasının "Başarma ve kazanma isteği" ile "Takım olma" özelliklerinin benzeştiğini ifade eden Yılmaz, ortada bir takım varsa takım üyeleri arasında da çeşitli unsurlara dayanan bir ilişki olduğunu söyledi. Hangi takım olursa olsun takım üyeleri arasında mutlaka yetenekli kişilerin olması gerektiğini vurgulayan Yılmaz, ancak yetenekten çok daha önemli şeylerin olduğuna ve kendisinin de yetenekten çok bu özelliklere değer verdiğine değindi. Yılmaz, bu konudaki önceliği iyi insan olmaya verdiğini belirterek, "Takımımda yer alacak oyuncular öncelikle iyi birer insan olmalılar. Sonrasında paylaşmayı ve yardımlaşmayı bilmeli ve eleştiriye açık olmalılar. Takım arkadaşı olmak, yardımı karşılıksız vermektir. Aynı aile üyelerinize yaptığınız gibi" diye konuştu. Yılmaz, şöyle devam etti: "Başarılı olmak istiyorsanız, o takımda vazgeçilmez olun. Bu hangi işi yapıyorsanız yapın geçerlidir. Çalıştığınız yeri eviniz gibi görmeniz gerekir. Paylaşmayı ve takım oyuncusu olmayı bilenleri ve çalıştığı yeri evi gibi görenleri takıma almak gerek. İnsan karar verdiği takdirde elde edemeyeceği hiçbir şey yoktur."

"Herkesin içinde hassas bir tel var, o teli koparmamak gerek"

Diyalektik felsefe açısından herhangi bir şeyi başarabilmek için iç ve dış dinamikler olmak üzere 2 etken olduğunun altını çizen Yılmaz, "Eğer bir tohum ölüyse yeşermesi için hiçbir dış faktör işe yaramaz. Ama tohum canlıysa yani iç dinamikler müsaitse, tohumun yeşermesine hiçbir güç engel olamaz. İç dinamiklerle birlikte plan-programlı, yenilikçi, bilimsel ve çok çalışmak gerek. Gerçek başarı ancak o zaman elde edilebilir. Bu pencereden bakıldığında günümüzde oyun taktiklerimiz de evrim geçirmek zorundadır. Çünkü bazen küçücük bir hareket başarıda belirleyici olabiliyor" diye konuştu. Yılmaz, şöyle devam etti: "Herkesin içinde aynı bir ampuldeki gibi hassas bir tel var. O teli koparmamak gerek. Koparsa tamiri imkansız. Oysa bizler insanla çalışıyoruz. Sadece işimizi yapmak yeterli değil. İnsanı düşünmek ve ona dokunmak da şart. Bir insanın ya da yöneticinin olduğu yerde ilişki vardır. Bu ilişki güven üzerine kurulmalı. Zira güvenin olmadığı yerde şüphe vardır. Ayrıca firmaların gri hücrelerine yani kurumsal hafızalarına da sahip çıkmak gerek. Onlar da sizin cesaretinize ve yenilikçiliğinize sahip çıkmalı."