1. YÜKSEK DANIŞMA KURULU TOPLANTISI

1. YÜKSEK DANIŞMA KURULU  TOPLANTISI

Bursa ve Türkiye ekonomisine büyük katma değer sağlayan üyeleri ile sivil ekonomik toplumun güç birliğinin ifadesi olan Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği (BUSİAD) Yüksek Danışma Kurulu Başkanı Mehmet Arif Özer, Altınceylan Tesisleri’nde düzenlenen 2013 / I. Yüksek Danışma Kurulu Toplantısı’nda Bursa özelinde ülke ekonomisiyle ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye’de sanayide yaşanan sorunlar sebebiyle sermayenin hizmet sektörüne kaymasına dikkat çeken Özer, “TCMB verilerine göre 2002-2011 yılları arasında ülkemize giren döviz 91 milyar Dolardır. Maalesef giren dövizin % 19’ u imalat sanayi sektörüne, % 67’si de hizmet sektöründe faaliyet gösteren firmalara gitmiştir. Türkiye’nin sanayiden çok hizmet sektöründe büyümeye başlaması,  bizlere Yunanistan ve İspanya’yı hatırlatarak gelecekte olabilecek tehlikenin sinyalini vermektedir” dedi.

Özer değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: “Piyasalarda yaşanan daralmaların özellikle Mart ayında daha da büyük sıkıntılara sebep olabileceği öngörüsü, reel sektör için tehlikeli senaryoları beraberinde getirmektedir. İhracatın 90 milyar Dolar’ının Türkiye’de üretilmeyen mallardan oluşması da Türkiye ekonomisinin önündeki en büyük çıkmaz olan cari açığı arttırmaktadır. Ülkemizden yapılan 100 dolarlık ihracatın 41.5 dolarlık kısmı yerli katma değerden oluşuyor. 58.5 dolarlık kısmını ise ithal katma değer girdisi oluşturmaktadır. Buna göre; 100 dolarlık ihracat geliri için 141 Dolar ithalat yapmak zorundayız.”
Sonuç olarak, ihracatımızı artırdıkça ithalatımızın daha hızla artması kaçınılmaz diyen Özer “Döviz açığımızı (cari açığı) kapatmak için üretimi yavaşlatmanın, talebi frenlemenin işe yaramayacağı aşikardır. Acilen üretimde yapısal değişime gidilmeli, üretimin her dalında ithal girdi kullanımının azaltılması sağlanmalıdır. Bunun için de yapısal reformlar yapıp, gerçekçi hedefler saptayıp, ciddi stratejiler uygulanmalıdır” tespitinde bulundu.

 

‘Kur savaşlarının kaybedeni biz olduk’

 

AB’deki borç sorunu, ABD’deki mali uçurum ve Çin’de başlayan yavaşlamanın küresel ekonomiyi tehdit ettiğini söyleyen Özer, Bursa’nın uzun zaman sonra Türkiye’nin en çok ihracat yapan kentleri arasında üçüncü sıraya düşmesine de değindi. Özer, “Bursa, 2012 yılında 11,916 milyar Dolar ihracatla, Türkiye’nin en çok ihracat yapan kentleri arasında üçüncü sıraya gerilemiştir. Bunun sebebi Bursa’nın,  Türkiye’nin AB’deki krizden en çok etkilenen kenti olmasıdır. İhracatının dörtte üçünü AB pazarına yapan Bursa, bu pazardaki daralmadan, diğer kentlere oranla daha çok etkilendi. Bunun doğal sonucu olarak da Türkiye’nin iller bazında ihracat rakamlarına göre değerlendirmesinde ikinci sıradan üçüncülüğe geriledi” dedi.

 

Yatay seviyede giden, yılsonu hedeflerinin uzağında olan enflasyon rakamları ve neredeyse on yıl önceki değerlerinde seyreden döviz kurları ekonomideki sıkıntıları açıkça ortaya koymaktadır diyen Özer, değerlendirmesinde şunları söyledi: “Gelişmiş ülkelerin sanayilerini güçlendirmek ve ihracatlarını artırmak için paralarının değerlerini aşağı çekerek yaptıkları kur savaşları, bizim gibi döviz girdisine gereksinim duyan gelişmekte olan ülkelerin ihracatçılarını zorlamaktadır. Maalesef kur savaşlarının kaybedeni biz oluyoruz. İhracatçımız rekabet gücünü yitirmekte, çok kırılgan ve minimal karlarla çalışmakta, sürdürülebilir gelişimi için sermaye birikimi yapamamaktadır.”  

 

Yüksek Danışma Kurulu Raporu için tıklayınız..