16. Kalite ve Başarı Sempozyumu yoğun katılımla kapılarını açtı.
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği (BUSİAD) ile KalDer Bursa Şubesi iş birliği ile bu yıl 16’ncısı organize edilen Kalite ve Başarı Sempozyumu’nun açılış töreni Almira Otel’de yapıldı.
“Dönüşümü Yönetmek” ana teması ile gerçekleştirilen sempozyumun açılışında konuşan KalDer Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Elbay, bugünün gündemine bakıldığında ekonomik dönüşüm, kentsel dönüşüm, dijital dönüşüm, toplumsal ve kültürel dönüşüm ve geri dönüşüm gibi kavramların tüm dünyanın ortak konuları haline geldiğine işaret ederek, “Peki bu konular ışığında dönüşüm nasıl yönetiliyor? İnsan kavramı bunun neresinde? İnsanlık tarihi savaşlar ile dolup taşmışken, evrensel barış çabaları yerine nükleer savaş çanlarının çalması ne acı değil mi?
Küresel ısınmayla birlikte tüm canlıları tehdit eden iklim değişiklikleri, hastalıklar, orman yangınları, kuraklıklar, kıtlıklar, seller, fırtınalar karşısında hala tüm dünyanın birlik içerisinde olmaması, geçtiğimiz ay kaybettiğimiz ünlü fizikçi, dahi Stephen Hawking’in teorilerini haklı çıkarır mı dersiniz? Bu teorilere kulak verdiğimizde bir kez daha anlıyoruz ki; bir dönüşüm çağında olduğumuz muhakkak ve insanlık bu dönüşümden zaferle çıkmak zorunda. Ya da yakın zamanda yeni bir gezegen bulmalıyız. Bizler gelecekten ümitliyiz. Yaşanabilir bir gelecek için dönüşümün iyi yönetilmesi ve çağa uygun yaşam şekillerinin yerleşmesi gerektiğine inanmaktayız” diye konuştu.
“Çok yüksek hızlı bir değişim devrinden geçiyoruz”
Elbay’ın ardından söz alan BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ergun Hadi Türkay da yıkıcı zamanların karışık problemleri alt edebilmek için kafa yapısını değiştirebilen yöneticilere gerek duyduğunu belirterek, bu yöneticilerin ise, değişim denizlerini aşabilmeyi ancak kendilerini de kompleks yaparak çözebileceklerini söyledi. Türkay, çok yüksek hızlı değişim devrinden geçtiklerinin altını çizerek, “Dijitalleşme tarafından dikte edilen değişim baskısı ile karşı karşıyayız. Çoğu endüstrinin sınırları flulaştı. Büyük veri, algoritmalar, yapay zeka -ön görülü yapış, karar verme ve hatta işyeri şeklini- değiştiriyor. Bunların hepsi, aynı anda oluyor ve yerleşik düzenler iş yapma şekillerini tekrar yeniden modelliyorlar, tasarlıyorlar, çok daha atik uygulamaları devreye alıyorlar. Bu değişim sırasında en alt kademeden en üst kademeye kadar, yönetim üzerine yüklenen bilişsel ve duygusal yüklerin bertaraf edilmesi konusu önemlidir. Bu sorunların önemi, bunların üstesinden gelebileceğimiz net cevaplarımızın olmayışı. Yani en tecrübeli, kabiliyetliler dahil bu değişimi puslu, flu ortamda yapmak zorunda. Belki de sorunu çözmek için gerekli tecrübelere sahibiz. Fakat devamlı gelen değişimin hızı içgüdülerimizi devreye sokuyor. Kontrolü ele almak için de savaşıyoruz, kaçıyoruz veya hiçbir şey yapmadan duruyoruz. Pek düşünmeden karar alıyoruz, öyle veya böyle bir karar alma zorunluluğu hissediyoruz. Tam da bu şartlarda sadece eski bildiklerimize güvenerek yol alamayız. Geliştirmemiz gereken bu fırsat ve tehditlerin olduğu ortamda, bilinmeyenlerle olan ilişkilerimizi daha sakin ve yaratıcı olarak yönetebilmemiz” diye konuştu.
“Kültür, teknoloji ve girişimcilikten beslenen bir iş ekosistemine muhtacız”
KalDer Yönetim Kurulu Başkanı Buket Eminoğlu Pilavcı da dönüşüm konusunun günümüzde son derece güncel bir kavram olduğunun altını çizerek, çağımızın dönüşümde başarı gösteren şirketlerin ve yetenek havuzunu dolduranların çağı olduğuna işaret etti. Pilavcı, dünya çok hızlı değiştiği için dönüşmek zorunda olduklarına değinerek, “Gelecek nesillere sürdürdülebilir bir dünya bırakmak zorundayız. Bu da birçok şeyi neden korumamız gerektiğini ve neden dönüşmek zorunda olduğumuzu anlamaktan geçiyor. O da akıllı toplum olmamıza bağlı. Teknoloji bizim daha iyi yaşamamız için bir araç. Biz onu yaşamımızı güzelleştirmek için kullanmalı, bunun için de akıllı toplum haline gelmeliyiz. Akıllı toplum olmanın tek yolu da eğitimden geçiyor. Eğitim bugün belki de en çok üzerinde durmamız gereken şey. Yaratıcılığın ölmediği bir eğitim sistemi olursa o zaman gelecek nesillerden daha çok şey bekleyebiliriz. Eğitim sistemimizin buna göre evrilmesi gerek. Bu kısa sürede olacak bir süreç değil ve bu noktada şirketlere, kurum ve kuruluşlara çok iş düşüyor. Biz kültür, teknoloji ve girişimcilikle beslenmesi gereken bir iş ekosistemine muhtacız. Girişimciliğin tetiklenmesi ve arttırılması lazım. Bu konuda kamuya da çok iş düşüyor” diye konuştu.
Açılış konuşmalarının ardından sahne alan MEF Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Erhan Erkut, girişimcilik kavramını devlet ve birey perspektifi üzerinden değerlendirerek, girişimciliğin toplum için neden önemli olduğu ile ilgili bir sunum yaptı. Sunumun ardından Prof. Dr. Erhan Erkut’un moderatörlüğünde yapılan ve başarılı genç girişimcilerle onlara destek veren kurumların temsilcilerinin konuk olduğu ana oturuma geçildi. Oturum kapsamında Tech Ceo @ Appsilon Diamond Works Kurucu Ortağı Buğra Kuloğlu, Paraşüt Kurucu Ortağı Andaç Türkmen, Vircongroup Kurucu Ortağı Okan Şencan, Endeavor Türkiye Girişimci Seçim ve Hizmetler Direktörü Aslıhan Kurul Türkmen, Workinlot Yaratıcı Ekip Sorumlusu Atilla Erel ve İTÜ ARI Teknokent Pazarlama ve İş Geliştirme Direktörü Arzu Eryılmaz katılımcılarla bilgi birikimlerini ve deneyimlerini paylaştı.
Sempozyum programı, öğleden sonra gerçekleştirilen Dönüştüren Teknoloji (Endüstri 4.0) ve İş Yaşamında Dönüşüm oturumlarıyla devam etti. Dönüştüren Teknoloji (Endüstri 4.0) oturumuna Vestel Müşteri Hizmetleri Genel Müdürü Dr. Tarkan Tekcan ve Bosch Teknik Fonksiyonlar Direktörü Yıldırım Arslan konuşmacı olarak katılırken, İş Yaşamında Dönüşüm oturumuna da HAVAS İstanbul CEO’su Cüneyt Devrim ve yönetmen, senarist, oyuncu Müfit Can Saçıntı konuşmacı olarak katıldı.
Sempozyumunun ikinci günü, “Hayata İlham Verenler” oturumu ve şair, yazar, müzeci Sunay Akın ile yaşam üzerine keyifli bir sohbet ile devam etti. Sempozyum programı, 14 Nisan 2018 Cumartesi saat 16.30’da gerçekleştirilen 2017 Bursa Mükemmellik Ödülü Töreni ile son buldu.