BUSİAD Geleneksel Çekirge Toplantıları’nın Konuğu Can Baydarol’du.

BUSİAD Geleneksel Çekirge Toplantıları’nın Konuğu Can Baydarol’du.

BUSİAD Geleneksel Çekirge Toplantıları’nın Konuğu Can Baydarol’du.

BUSİAD’ın geleneksel Çekirge Toplantıları’nın Nisan ayı konuğu, AB Uzmanı ve Avrupa Komisyonu Ankara Temsilcisi Can Baydarol oldu. Almira Otel’de düzenlenen toplantıda ‘Avrupa Birliği Türkiye'ye Nasıl Bakıyor?’ konulu bir konuşma yapan Can Baydarol, “Geleceği çok tartışmalı olan Avrupa Birliği’nin gidişatını tek vitesli olarak görüyorum. Dolayısıyla daha esnek modeller üretecekler ve Türkiye de bu modelde kendine bir yer bulacaktır. Türkiye’yi bu kadar küstürmek AB’nin de işine gelmiyor” dedi.

AB EKONOMİSİNDE BÜYÜME EĞİLİMİ VAR

Çekirge Toplantısı’nın açılış konuşmasını BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Günal Baylan yaptı. Küresel ekonomiye yönelik son haberlerin, toparlanma sürecine işaret ettiğini anlatan Baylan, Türkiye’nin en büyük ticaret partnerlerinden AB ekonomisinin büyüme eğilimi içinde olmasının ihracata olumlu etki edeceğini söyledi.

SİYASİ GERİLİM İÇ PİYASAYI OLUMSUZ ETKİLİYOR

İç piyasada ise, imalat sanayi kapasite kullanım oranlarında henüz bir toparlanma işareti görülmediğini belirten Baylan, “Üretimdeki gelişmeleri değerlendirirken, siyasetteki gerilimin ve alınan yavaşlatıcı tedbirlerin, özellikle iç talebe dayalı sektörleri olumsuz etkilediğini söyleyebiliriz. Türkiye ekonomisinin; büyüme, cari açık ve yatırımlar arasında uygun bir bileşimi sağlaması gerekiyor. Ekonomimizin üretime dayalı ihracatla her yıl en az yüzde 5 büyümesi, ana söylemlerimizden birisidir” dedi.

MİKRO REFORMLAR OLMADAN KALKINMA SÜRDÜRÜLEMEZ

Kalkınmak için ‘makro istikrar’ın gerekli olduğunu, ancak mikro reformlar olmadan bunun sürdürülemeyeceğini vurgulayan Baylan, Türkiye’nin ekonominin yanı sıra demokrasi ve hukuk çıtasını da bir an önce yükseltmesi gerektiğini belirtti.

“Avrupa Birliği’ne üyelik süreci, Türkiye’deki reformların hayata geçirilmesi için çok önemli bir itici güç” diyen Baylan, şöyle devam etti: “Alman Bertelman Vakfı tarafından yayınlanan ‘OECD ve AB'de Politika Performansı ve Yönetişim Kabiliyetleri’ adlı raporda; iş dünyası olarak önem verdiğimiz rekabet, başarı, performans ve süreklilik gibi değerlerin, ülke yönetiminde yeterince yer bulmaması üzücü… OECD ve AB üyesi 41 ülke arasında Türkiye; Genel Politika Performansında 39., Demokrasi Endeksinde 41., Ekonomik Politikalarda 23., Sosyal Politikalarda 39., İcra Kapasitesinde ise 28. sırada yer alıyor. Ülke olarak hedeflere odaklanmamız, dışarıdaki algıyı güvene döndürecektir.”

ULUSLARARASI İLİŞKİLERDE SADECE ‘ÇIKAR’ VARDIR

Günal Baylan’dan sonra kürsüye çıkan Can Baydarol, Avrupa Birliği’nin siyasi çalkantılar nedeniyle günümüzde Türkiye’ye pek de sıcak bakmadığını söyledi.

“Uluslararası ilişkilerde aşk, kin, nefret yoktur, sadece çıkar ilişkisi vardır” diyen Baydarol, Türkiye’de hep gündem konusu olan Gümrük Birliği (GB) ile ilgili de ilginç tespitlerde bulundu. “Gümrük Birliği’nden çıkalım” söyleminin gerçeği yansıtmadığını, mantıken girilmeyen bir yerden çıkılamayacağını savunan Baydarol, “Aslında Türkiye’nin GB’ye girememekten kaynaklanan sorunları var. Türkiye AB’ye girmese ne olur? Önce bu sorunun cevabını vermeliyiz. Dolayısıyla zaman içinde AB’ye alternatifler yarattık. AB’ye tek alternatif; AB’ye girmemektir. Başka alternatif aramaya gerek yok. Ancak biz hiçbir zaman, çok uzun yıllardır girmeye çalıştığımız AB’yi hiç anlayamadık” diye konuştu.

HAYALLER ÜZERİNE GERÇEKLERİ YAZMAYA ÇALIŞIYORUZ

Türkiye’deki sürdürülemez büyümenin, uluslar arası ilişkilerde de önemli bir boyut teşkil ettiğini, borcu yüksek olan bir ülkenin dış politikadaki hareket marjının kısıtlı kalacağını anlatan Baydarol, gerçekçi olunması tavsiyesinde bulundu. Baydarol, “Borcum yoksa, masaya kuvvetli oturuyorsam istediğimi alırım. Biz hayaller üstüne gerçekleri yazmaya çalışarak büyük bir hata yapıyoruz” dedi.

AB, TÜRKİYE İLE MÜZAKERELERİ KESEMEZ

Türkiye’de yıllardır cevabı aranan sorunun, “AB, Türkiye ile müzakereleri keser mi kesmez mi?” olduğunu belirten Baydarol, “Müzakereleri kesemezler. Çünkü Türkiye’de yerleşik 15 bin yabancı şirket var. Yoğun yabancı yatırım barındırması, bu anlamda Türkiye’nin en büyük şansı… AB, Türkiye ile tam üyelik müzakerelerini keserse doğrudan kendisine zarar vermiş olur. Küresel ekonomiye adapte olan Türkiye için böyle bir olumsuzluk düşünmüyorum. Aslında işin bir diğer boyutu da şu: AB’nin geleceği çok tartışmalı ve ben gidişatlarını tek vitesli olarak görüyorum. Daha esnek modeller üretecekler ve Türkiye de kendine bu modellerde bir yer bulacak. Türkiye’yi bu kadar küstürmek Avrupa’nın da işine gelmiyor. Biz farklı ve hakikaten stratejik önemde bir ülkeyiz. Bunu bilerek hareket edelim ve artık ‘Bulgaristan, Hırvatistan kadar olamadık’ söylemlerinden vazgeçelim. Türkiye ne yazık ki kendi korkularını yaşamaktan, küresel korkularla yüzleşip neden önemli olduğunu anlayabilmiş değil. Bu kadar merkeze oturan bir Türkiye olduğu sürece, biz olmadan AB’nin geleceği olamaz” diye konuştu.