BUSİAD Ödülleri sahiplerini buldu

BUSİAD Ödülleri sahiplerini buldu

Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği’nin marka etkinliklerinden olan ve bu yıl 22’ncisi organize edilen BUSİAD Doğan Ersöz Ödülü ve Başarı Ödülleri Töreni, Hilton Oteli Balo Salonu’nda yapıldı.

Sanayicileri ve işadamlarını teşvik etmek ve eğitim, kültür, mesleki konularda yararlı faaliyetlerde bulunan kişi ve kuruluşları ödüllendirmek amacıyla gerçekleştirilen törene Bursa sanayisinin önde gelen isimlerinin yanı sıra TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran Symes, Bursa Vali Yardımcısı İbrahim Avcı, CHP Bursa Milletvekili Erkan Aydın, Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Muhsin Özlükurt, Bursa Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Arif Karademir, Bölge Adliye Mahkemesi Başsavcısı Sait Gürlek, Nilüfer Belediyesi Başkan Danışmanı Vedat Müftüoğlu ve BUSİAD’ın geçmiş dönem başkanları katıldı.

Törenin açılışında konuşan BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Günal Baylan; Bursa’nın Türk mühendisliğinin ön plana çıktığı yeni teknolojilerin ve sanayi devrimlerinin başlama noktası konumda olan, ülkemizin önde gelen şehirlerinden biri olduğunu ifade etti. Kentin gerçekleştirdiği bu açılımın mimarlarının yaptığı çalışmalarla şehre sanayi kimliği katan iş adamları ve sanayiciler olduğunu belirten Baylan, “Sizler bu süreçte sabır, gayret ve başarı ile bu şehri ayağa kaldırdınız. Ülke ve dünya ekonomine katkı koyacak yapıya oturttunuz. Başarılarınızın ve varlığınızın devamını diliyor, şükranlarımızı sunuyoruz” diye konuştu. Baylan, şöyle devam etti: “Ülke olarak zor ve tarihi günlerden geçiyoruz. Birlik ve beraberlik içinde, yaşadığımız travmaların etkilerinin azaltılması ve yeniden yapılanmak gibi önemli konularımız var. Özellikle Ortadoğu ve dünyada da Türkiye’nin geleceğini şekillendirecek iç ve dış politikalarımız gündemde. Hepsinin önemli olduğunun farkındayız. Güçlü bir Türkiye geleceği için hiçbir zaman üretim, sanayi ve ihracat  konularının gündem dışı kalmasını bekleyemeyiz. Yapısal dönüşüme odaklanmış, üretim ekonomisine dayalı, istihdama çözüm getirecek bir büyüme stratejisi ve bu stratejiyi güçlendirmek için yapılacak mikro reformlara acilen odaklanmamız şart.”

“Türkiye’yi pozitif ayrıştıracak ve destekleyecek kalıcı politikalar şart”

Kriz sonrası dünya ekonomisinde beklenen toparlanmanın bir türlü gerçekleşemediğine vurgu yapan Baylan, “Düşük faiz, düşük büyüme trendinde yol alan bu iştahsız ekonominin etkilerini bizler de üzerimizde hissediyoruz. Bu etki ile düşük büyüme tuzağına düşmememiz gerekiyor. Sanayinin destek verdiği büyümenin yüzde 5’in üzerinde olması  gerekiyor. Özel sektör yatırımlarının düşük düzeyde olması bu açıdan önemli bir sorun teşkil ediyor. Son teşvik tedbirleri ile beraber özel sektörün büyümeye katkı vermesi söz konusu olabilir. Ancak bu beklentiyi arttırmak için bulunduğumuz coğrafyada ülkemizi pozitif şekilde ayrıştıracak ve destekleyecek kalıcı politikalara ihtiyacımız var. Global dünya için başta yabancılar olmak üzere her yatırımcının Türkiye'de kendini güvende hissetmesi çok önemlidir. Bunun için Cumhuriyet ve demokrasi kazanımlarından ve temel özgürlüklerden ödün verilmeden güvenlik önlemleri alınmalı ve ülke imajının bozulmamasına gayret edilmelidir” dedi.

                                                                                                                                                                                                                     
 Ortak akılla hareket etme kültürünü çok önemsiyoruz”

Baylan’ın ardından söz alan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Cansen Başaran Symes da Türkiye’nin içinden geçtiği bu zorlu dönemde sivil toplum kuruluşlarının ülkenin geleceğine sahip çıkmasını çok daha ciddi bir sorumluluk olarak gördüğünü ifade ederek, hukukun üstünlüğüne, demokratik kazanımlarımıza, yargı bağımsızlığına yönelik taleplerinden vazgeçmeyeceklerini belirtti. Symes son dönemde gerek Türkiye’de gerekse dünyada olağanüstü gelişmelere şahit olduklarını ifade ederek, “Küresel kriz sonrasında dünya yoğun bir ekonomik ve siyasal değişim içine girdi. Bunun etkilerini hayatın ve uluslararası sistemin her alanında hissediyoruz. Rekabetçi ekonomi mantığının sosyal refah mantığıyla yeterince bütünleştirilemediği durumlarda ortaya çıkan krizler siyaset yelpazesinin sınırlarını genişletse de genel olarak kimlik siyasetini öne çıkaran popülist akımların güçlenmesine zemin oluşturuyor. Popülizmin güdümündeki bir kimlik siyaseti de bütünleşmeye değil, daha çok çatışmaya ve ayrışmaya yol açıyor. Ülkemizde de son dönemde olağanüstü gelişmelere şahit oluyoruz. İçeride bir darbe girişimi, sınır ötesinde bir sivil savaş ve bölgesel terör eylemlerinin içerideki yansımaları nedeniyle zor bir dönemden geçiyoruz. Bu koşullar altında himayeci, içe kapanmacı eğilimlerin artmasını anlayabiliyoruz ancak tüm bu sorunlar için çözümün mutabakat kültürü içerisinde, akılcı yöntemlerle aranması gerekiyor. Ortak akıl, ulusal sorunlara yönelik birlikte hareket etme kültürünü çok önemsiyoruz” diye konuştu.

“İyimser olmaya her zamandan daha çok ihtiyacımız var”

Türkiye’nin olağanüstü hali aşarak ve demokratik toplumsal uzlaşmayı sağlayarak iktisadi alanda daha hızlı gelişebileceğine ve uluslararası planda daha itibarlı bir ülke olabileceğine işaret eden Symes, “İş dünyası için bu dönemde temel hedef Türkiye’de ekonomik, siyasi ve sosyal ortamın bir an önce normalleşmesidir. Ekonominin yaşadığımız bu olağanüstü dönemden etkilenmemesi mümkün değil. Türkiye ekonomisi son yıllarda pek çok şoka karşı dayanıklılığını ispatladı. Güçlü bankacılık sektörü ve mali disiplin bu dayanıklılığın en önemli kolonları oldu. Darbe girişimi sonrası finansal piyasaların hızla normalleşmesini de buna borçluyuz. Ancak, gerek kredi derecelendirme kuruluşlarının not indirimleri, gerekse küresel sermaye akımlarında yaşanan dalgalanmalar, finansal piyasalarımızı etkisi altında tutmaya devam ediyor” diye konuştu. Symes şöyle devam etti: Ekonomideki yapısal sorunlarımızın yarattığı riskleri ağırlıklı olarak kısa vadeli politikalarla yönetiyoruz. Yapısal reformları süratle tamamlayarak, mevcut konjonktürde yatırımların önünü açmamız gerekiyor. Ardı ardına açıklanan teşvik paketlerini elbette olumlu buluyoruz, ancak içerisinde bulunduğumuz olağanüstü durum daha koordineli, öngörülebilir, sistemli bir yaklaşım gerektiriyor. Yeni yatırımlar için sağlanan destekler kadar, mevcut iş yapma ortamını destekleyen vergi, işgücü, dijitalleşme gibi alanlarda reformların hızlandırılması, orta ve küçük ölçekli firmaların finansmana erişim sorununu çözmeye yönelik önlemlerin bir an önce alınması gerekiyor. Oldukça zor bir dönemden geçerken, iyimser olmaya her zamandan daha çok ihtiyacımız var.”

2015 BUSİAD Doğan Ersöz Ödülü TOFAŞ’a

Günal Baylan’ın TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes’a plaket takdim etmesinin ardından ödül yönetmeliğine göre sahiplerini bulan BUSİAD Doğan Ersöz Ödülü ve Başarı Ödülleri Töreni’ne geçildi. Gecenin ilk ödülü olan BUSİAD Eğitim ve Kültüre Katkı Ödülü’nü Günal Baylan’ın elinden alan Bursa Filarmoni Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Kızıl, 2010 yılından bu yana derneklerinin başarılı çalışmalar yaparak Türkiye’de rekorlar kırdığını ifade etti. Kızıl; devletin sanatsız, sanatın da devletsiz olamayacağını kaydederek, kendilerine her zaman destek veren Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne, özel sektör temsilcilerine ve ödül için BUSİAD Yönetimine teşekkür etti. Ömer Kızıl’ın ardından sahneye davet edilen Yeminli Mali Müşavir Şerif Arı’ya da BUSİAD Meslek Ödülü takdim edildi. Arı, 12 yaşından bu yana muhasebecilik mesleğinin içinde olduğunu ve 55 yıldır çalıştığını ifade ederek, meslek hayatı boyunca kendisine her zaman destek olan ailesine ve tüm çalışma arkadaşlarına teşekkür etti. Bu ödülü almasında eşinin büyük pay sahibi olduğunu ve en büyük teşekkürü eşine etmek istediğini kaydeden Arı; BUSİAD Yönetimine de kendisini ödüle layık gördüğü için teşekkür etti. Arı’nın ardından sahneye davet edilen Erol Özkayan, BUSİAD Özel Başarı Ödülü’nü Günal Baylan’ın elinden aldı. Özkayan konuşmasında 1958 yılında küçük bir torna dükkanında çıraklıkla başlayan serüveni 52 yıl sonra bugün geldikleri noktada dünyanın beş kıtasına gelişmiş sanayi ürünleri ihraç eder şekilde sürdürdüklerini belirtti. Özkayan, çalışma heyecanının ilk günkü gibi devam ettiğini ifade ederek, “Bu heyecan ve çalışma hırsımız, ülkemiz adına devam edecek” şeklinde konuştu. Gecenin finalinde ise 2015 Doğan Ersöz Ödülü’nü almak üzere sahneye TOFAŞ CEO’su Cengiz Eroldu davet edildi. Eroldu’ya ödülü TÜSİAD Başkanı Cansen Başaran Symes, BUSİAD Başkanı Günal Baylan ve Bursa Vali Yardımcısı İbrahim Avcı tarafından takdim edildi. Eroldu, TOFAŞ çalışanları adına ödülü aldığını belirterek, “Geçen yıl 7.500 kişiydik. Bu yıl 3 vardiyaya çıktık ve 10 binden fazla çalışan sayısına ulaştık” diye konuştu. BUSİAD’ın çalışmalarını çok başarılı bulduğunu ve BUSİAD tarafından böyle bir ödüle layık görülmenin son derece gurur verici olduğunu dile getiren Eroldu, “İyi bir 2015 geçirdik ve 2016 yılı da 2015’den daha iyi gidiyor. Bir başarıya ulaştığınızda ikinci bir başarı onun peşinden gidiyor. İnşallah 2016 yılı sonunda da TOFAŞ’ın 2015’e kıyasla çok daha başarılı sonuçlar elde ettiği göreceğiz. Reel sektörün yaptığı üretimi arttırması çok önemli. Ekonomik güçlenmede üretimin yeri çok büyük. 2015 yılında Türk otomotiv sanayinin yüzde 20’sini TOFAŞ üretirken, 2016 yılı Eylül ayı itibarıyla bu oran yüzde 25-26’lara çıkmış durumda. Türk otomotiv sanayinin dörtte birinden fazlası TOFAŞ bantlarından çıkan araçlardan oluşuyor. Gelinen noktada her 50 saniyede bir otomobil üretiyoruz. Bu da günde 1500 otomobilden fazla demek” şeklinde konuştu.