BUSİAD, UÜ ile birlikte gerçekleştirdiği seminer programları devam ediyor.
BUSİAD ile Uludağ Üniversitesi Mühendislik Mimarlık Fakültesi işbirliğinde dört yıldır düzenlenen ve öğrencilerin mesleki-kişisel gelişimine yönelik hazırlanan seminer programları devam ediyor.
UÜ Endüstri Mühendisliği Bölümü salonunda yapılan seminerde; Tofaş Akademi Dış İşbirliklerini Geliştirme Birimi’nden Müge Özdemir öğrencilere ‘İletişim Sanatı’ konulu bir sunum yaptı.
İnsanların günlük hayatta iletişimi ister iyi, ister kötü kullanabileceğini, kolay olduğu zannedilen iletişim sanatının aslında ‘kazalar’ nedeniyle çok da basit olmadığını anlatan Özdemir, “Kolay olsa dünyada kavgalar, boşanmalar ve savaşlar olmazdı” dedi. İletişim kazalarında başrolü oynayan etmenleri; ‘Yorumlamalar, önyargılar, etkin dinlememe ve soru sormama’ olarak sıralayan Özdemir, insanların günlük hayatta çok fazla önyargı ve etiketleme yaptığını kaydetti.
İletişim kazalarını önlemenin yolları…
“İletişim kazalarının önüne geçebilmek için bol data, bol bilgi ve az yorum olmalı” diyen Özdemir, çok önemli bir eksinin de ‘şartlanmalar’ olduğunu ifade etti. Özdemir, “Günlük hayatımızda olaylara çok farklı açılardan bakabilmeliyiz. Seçici dinleme yapıp iletişimi çok zor hale getirmek yine insanın elinde… Ses tonunun düzeyi, ifade ve beden dili de iletişimde çok önemli. Konuşurken ses tonumuzu iyi ayarlamalıyız. Ne kısık sesle ne de çok yüksek sesle konuşmamalıyız. Dinleyiciyi küçümseyici tavır takınmamalı ve karşımızdakilere saygı duymalıyız. İfadelerimizin de açık, net ve yalın olması gerekiyor. Beden dilini yanlış, yeteriz ya da abartılı kullanmamak gerekiyor. İletişimde beden hareketlerinin önemi yüzde 55, ses tonunun yüzde 38, sözcüklerin ise yüzde 7’dir” diye konuştu.
Söz ağızdan çıktıktan sonra telafisi yok
Özellikle işe almada ilk karşılaşmanın, daha doğrusu insan kaynakları departmanı için ilk 5 saniyenin çok önemli olduğunu anlatan Özdemir, bu noktada; dış görünüş, tokalaşma, tavır, davranışlar, konuşma, dinleme tarzı ile etkinliğin belirleyiciliğine dikkat çekti.
İletişimin en önemli ayaklarından olan ‘etkin dinleme’ ile ilgili de çarpıcı bilgiler aktaran Müge Özdemir şöyle devam etti: “Karşınızdakini dinlerken başka bir şey ile uğraşmayın. Etkin bir iletişimde dinleyen, konuşandan daha fazla enerji harcar. Etkin dinleme alışkanlığı kazanmak için de şunları yapmalıyız: Konuşmayı bırakacağız. Karşı tarafı dinleyeceğiz. Dinleme isteğimizi belli edeceğiz. Önyargılı yaklaşmayacak, hemen sonuç almaktan kaçınacağız. Unutulmamalıdır ki; taş atıldıktan, söz ağızdan çıktıktan, fırsat kaçtıktan ve zaman geçtikten sonra telafisi imkansızdır.”