BUSİAD Yenilikçilik ve Yaratıcılık Uzmanlık Grubu tarafından düzenlenen ‘Turquality ve Marka Destek-Teşvikleri’

BUSİAD Yenilikçilik ve Yaratıcılık Uzmanlık Grubu tarafından düzenlenen ‘Turquality ve Marka Destek-Teşvikleri’

BUSİAD Yenilikçilik ve Yaratıcılık Uzmanlık Grubu tarafından düzenlenen ‘Turquality ve Marka Destek-Teşvikleri’

BUSİAD Yenilikçilik ve Yaratıcılık Uzmanlık Grubu tarafından düzenlenen ‘Turquality ve Marka Destek-Teşvikleri’ konulu panelde; her sektörde global Türk markaları çıkarmak için kapsamlı ve sistemli bir çalışma yürütüldüğü açıklandı.

BUSİAD Yenilikçilik ve Yaratıcılık Uzmanlık Grubu Koordinatörü Zeki Erdal Şimşek, panelin açılış konuşmasında, Turquality programının Türkiye ekonomisinin geleceğine yönelik çok önemli bir yatırım olduğunu belirtirken, Ekonomi Bakanlığı İhracat Genel Müdürlüğü Markalaşma ve Ar-Ge Destekleri Dairesi Şube Müdürü Mehmet Ali Kılıçkaya, ‘Turquality ve Marka Destek Programına Nasıl Dahil Olunur?’ konulu bir sunum yaptı.

Hizmet dışındaki bütün sektörlerde firmaların Turquality programına dahil olabileceğini belirten Kılıçkaya, “Toplamda 144 firmamız 158 marka ile destek programında yer alıyor” dedi. Turquality’nin çok iddialı bir program olduğunu ve gelinen noktada Türkiye için sadece üretim gücünün yetmeyeceğini vurgulayan Kılıçkaya, nihai hedefin; global Türk markaları çıkarmak olduğunu ifade etti.

“Marka, pazarlama, tasarım ve perakende gücümüzü ortaya koymalıyız” diyen Kılıçkaya, hedeflerini; ‘Küresel Türk markalarından yurtiçinde lokomotifler yaratmak’, ‘Şirketlerin marka gücü ile kurumsal altyapısını güçlendirmek’ ve ‘Yurtiçinde marka bilinci yaratmak’ olarak özetledi.

Turquality’nin aslında bir kurumsal yönetim sistemi olduğuna işaret eden Kılıçkaya, program dahilinde ‘İhracata Hazırlık’ için eğitim, Ur-Ge ve çevre destekleri, ‘Pazarlama’ aşamasında pazar araştırması, pazara giriş, fuarlara katılım ve yurt dışı birimi, ‘Markalaşma’ da ise tasarım ve marka desteği verildiğini açıkladı.

Cevabı merakla beklenen “Firmalar Turquality programı kapsamına nasıl alınır?” sorusunu da yanıtlayan Kılıçkaya, en temel şartın; hedef pazar olarak ortaya konulan en az bir ülkede markanın tescillenmesi olduğunu söyledi.

Kılıçkaya şöyle devam etti: “Başvuru sahibi firmanın 20 bin liralık giriş ücretini belirlenen 6 danışmanlık firmasından birinin hesabına yatırması gerekiyor. Ödemenin bir ay içinde yapılmaması halinde başvuru geçersiz sayılır ve 6 ay içinde yeni başvuru yapılamaz. Öte yandan; Turquality programında destek süresi 5+5 yıl, marka programı kapsamında ise 4 yıl… Turquality programında, yüzde 50’si karşılanmak üzere limitsiz marka, patent, sertifika, moda vb. alanlarda destek sağlanıyor. Marka programında ise destek miktarları genel itibariyle; marka, patent, tescil, sertifikasyonda yıllık 50 bin dolar, moda ve endüstriyel tasarımda yıllık 200 bin dolar, tanıtım için de yine yıllık 300 bin dolar… Yapılan yatırımlar stratejik olmalı. Sadece bu desteklerden faydalanmak için Turquality programına girilemez. Amacımız global Türk markaları çıkarmak, uluslararası, hatta ‘şampiyonlar ligi’ne markalarımızı sokabilmek.”

Turquality programına Bursa’dan ilk katılan firma olan ve ağırlıkla otomotiv yan sanayinde faaliyet gösteren Aktaş Holding’in CEO’su ve Yönetim Kurulu Üyesi Sami Erol da, söz konusu programa dahil olma nedenlerini şöyle açıkladı: “Turquality, güçlü ve global markaların geliştirilmesi, ihracatının artırılması için çok iyi platform… Bizim de 2023 yılında dünya bağımsız yedek parça piyasasında lider olma hedefimiz var. Dolayısıyla, vizyonumuzla Turquality bire-bir örtüştüğü için bu programa katıldık ve daha da ileri gitmek niyetimiz var. Sonuçta, dünya lideri olmak dünya markası olmayı gerektiriyor” dedi.

Aktaş Holding’in Turquality programına, dünya piyasalarında bilinen ve önümüzdeki süreçte şansının çok daha yüksek olduğu ‘Airtech’ markasıyla katıldığını anlatan Erol, ‘Ne kazandık?’ sorusunun cevabını ise “Dünya çapında bir marka kazandık” sözleriyle özetledi.