Çekirge Toplantımızın konuğu, TÜSİAD Uluslararası Koordinatörü Dr. Bahadır Kaleağası oldu.
BUSİAD Kasım ayı Çekirge Toplantısı, Kültürpark içindeki BUSİAD Evi’nde gerçekleştirildi. Toplantının konuk konuşmacısı, TÜSİAD Uluslararası Koordinatörü Dr. Bahadır Kaleağası, BUSİAD üyelerine ‘Dünya ve Avrupa’daki Son Gelişmeler’ ile ‘Türkiye’ye Dışarıdan Bakış’ konulu bir sunum yaptı.
AB’ye üyelik süreci çok önemli bir itici güç
Toplantının açılış konuşmasını yapan BUSİAD Başkanı Günal Baylan, Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinin, geniş bir yelpazede gerekli reformların gerçekleştirilmesi için çok önemli bir itici güç olduğunu söyledi.
Baylan, “Dünya genelinde her yıl yayınlanan raporlar, Birliğin içinde yer alan ülkelerin iktisadi kalkınmışlık düzeyinin bizlere göre örnek sayılacak düzeyde yüksek olduğunu gösteriyor. İş dünyası olarak, Avrupa Birliği sürecinin, Türkiye’nin ulusal çıkarları doğrultusunda gelişmeler içeren bir yapıda yürütülmesini arzu ediyoruz” dedi.
Dünyada güç nerede ve hangi alanlarda?
BUSİAD üyelerine; dünya, Avrupa Birliği ve Türkiye eksenli geniş bir ufuk turu yaptıran TÜSİAD Uluslararası Koordinatörü Dr. Bahadır Kaleağası ise, AB’ye tam üyelikte çok önemli bir noktada bulunan Türkiye’nin bu durumu iyi değerlendirmesi gerektiğini anlattı.
Dünyada güç dengelerinin nerede ve hangi alanlarda olduğunun önemine işaret eden Kaleağası, “Dünyada güç genelde Kuzey Amerika, Avrupa, ABD ve Asya’da… ‘Dünyada gücün kaynağı nerede?’ diye sorarsanız da, yakın zamana kadar nükleer silah sahibi iseniz Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde daimi üyelik sahibi oluyordunuz. Son 150 yılda petrol, doğalgaz, finans, teknoloji, insan kaynağı, tarihsel birikim, kültürel birikim veya bir şekilde becerikli bir toplum, dünyada güç kaynağı olarak değerlendirilebilir. Bunlara belki marka değerini de eklemek gerekiyor” diye konuştu.
“Eskiden beri dünyayı ticaret döndürüyor” diyen Kaleağası, dünyadaki en yoğun kara, deniz ve hava ticaret yollarının yine Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya’da yoğunlaştığını kaydetti. Kaleağası, Avrupa ile ABD arasındaki ticari ilişkilerin her zaman üst seviyede olduğunu, fakat Asya’nın da artık çok önemli bir faktör konumunda bulunduğunu vurguladı.
Türkiye sosyal medya kullanımında gelişmiş ülke
Son dönemde internet akımlarının da dünyada gelişmişliğin bir göstergesi olduğunu, bu bağlamda Türkiye’nin facebook ve twitter başta olmak üzere sosyal medya kullanımında gelişmiş ülke kabul edilebileceğini anlatan Bahadır Kaleağası, “Sosyal medyada iyi olmamız, içinden özgürlük geçtiği için önemli… Fakat küreselleşme, beraberinde olumlu yansımalar getirdiği gibi olumsuzlukları da barındırıyor. Dünya, gelişen teknolojiden yararlanabildiği gibi, biyolojik ve dijital virüslerden de fazlasıyla etkileniyor” dedi.
Ortadoğu’da etkin olmak iyi, Ortadoğulu olmak kötü
Ekonomik gelişmişliğin temelinde özgürlüğün yattığını, demokrasi, hukuk ve insan hakları alanlarında özgür olmayan ülkelerin ileri gidemediğini belirten Kaleağası, Türkiye’nin yurtdışındaki imajı hakkında da çarpıcı ifadeler kullandı.
Türkiye’nin AB’deki imajı açısından, Ortadoğu’da etkin olmasının iyi, fakat ‘Ortadoğulu’ olmasının kötü olduğunu savunan Kaleağası, “AB ile ilişkilerimizde önemli bir ufka doğru gidiyoruz. Fakat Birliğe tam üye olabilmek için Türkiye’nin yapması gerekenler ayrı bir konu… Türkiye bu uğurda gerekenleri yaparsa AB’nin kapısına gelmiş demektir. Aslında yapmamız gerekenlerin büyük bir kısmını yaptık. Özel sektörü ilgilendiren mevzuatın yüzde 80’i Brüksel’de karara bağlanıyor. Türkiye’de de bu mevzuatın yarıdan çoğu iç hukuka aktarılmış durumda… Dolayısıyla AB müktesebatı Türkiye’de önemli derecede etkin... Geriye kalan kısım ise daha çok tarımla ilgili. Bunu da halledebilirsek Türkiye, AB’ye oldukça entegre bir hale gelir” diye konuştu.
AB’nin daha iyi işlemesi gerekiyor
“Geçmişte yaptıklarımız, gelecekte yapacaklarımızın bir yansıması olabilir” diyen Kaleağası, ülkede siyasi otorite ile muhalefetin de AB’ye tam üye olma noktasında olumlu düşündüğünü kaydetti.
Bahadır Kaleağası, “Hazır olduğumuz zaman AB; Türkiye’yi alır mı almaz mı?” sorusunu ise şöyle yanıtladı: “Türkiye şimdiye kadar hazır olmadığı için elimizde bunu ölçecek bir test yok. Herhalde alırlar. Fakat buna AB de hazır olacak. AB’nin çok etkin bir hale gelmesi ve daha iyi işlemesi gerekiyor. Türkiye’nin AB ile ilişkilerinde her yerden farklı şeyler söyleniyor. Türkiye uyum sağlar, AB de kendisini hazır hale getirdiği zaman tüm şartlar değişmiş olacak. Aslında o günün Türkiye algısı da farklı olacak. Bu süreci 90’larda, 2000’li yıllarda başarıyla uyguladık ve ciddi manada doğrudan yabancı sermaye çektik. Yine yakın zamanda, 2003, 2004 ve 2005 yıllarında müzakereler başladığında ülkemize gelen doğrudan yabancı sermaye miktarı hızla arttı. AB ile Türkiye birlikte gelişmiş olacak ve bu noktaya iki taraftan biri gelemezse zaten o zaman kavgaya gerek kalmayacak.”
Türkiye; Avrupalı bir Avrasyalı
Türkiye’yi; “Avrupa yolunda ilerleyen, AB standartlarında üretim yapan, fakat aynı zamanda Asyalı dinamizmi ve girişimcilik kabiliyetiyle Avrasya’nın merkezi” olarak tanımlayan Kaleağası, “Avrasyalı, ancak Avrupalı bir Avrasyalı… Bu imaj güçlendiği zaman Türkiye ileri gider. Bakınız, AB ile ilişkilerimiz ne kadar iyiyse Türkiye’nin dünyadaki imajı da o kadar iyi oluyor” dedi.
‘Türkiye intihar etmez, tekrar AB’ye yönelir’
Uluslararası yatırımcıların Türkiye’yi, ‘yatırım yapılabilir ülke’ olarak gördüğünü, fakat bazı çekincelerinin olduğunu anlatan Kaleağası, bu nedenle yabancı yatırımların beklenen etkiyi yaratamadığını kaydetti.
Kaleağası, AB’ye tam üyelik konusunda kesinlikle umutsuz olunmaması gerektiğini belirterek, sözlerini şöyle tamamladı: “Dünya yeniden şekilleniyor. Bu manada Türkiye, pek çok yerde oluşan birlikler nedeniyle dışarıda kalma riski taşıyor. Fakat uluslararası yatırımcılar ‘Türkiye intihar etmez, tekrar AB’ye yönelir’ düşüncesi taşıyor. İçeride hükümet ve muhalefet de böyle düşünüyor. Bence asıl güç bizde… Vatandaş olarak her birimizde… Gerçek ne ise, doğru ne ise onun için çalışmaktan başka yapacak bir şeyimiz yok. Zaman, karamsarlık zamanı değil. Toparlayıp, bastırıp, doğru olanı sürekli söylemeliyiz. Bence bunun için en doğru zamandayız.”
DR. BAHADIR KALEAĞASI KİMDİR?
Eğitimini; Galatasaray Lisesi, AFS programı ile gittiği ABD, Brüksel Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi’nde tamamladı. En yüksek derece ile mezun olduğu Brüksel Üniversitesi’nin Avrupa Etütleri Enstitüsü’nde ve Uluslararası Stratejik Araştırmalar Merkezi’nde 1989-1996 yılları arasında uzman araştırmacılık ve öğretim üyeliği görevlerinde bulundu. Ders ve araştırma konuları Avrupa Birliği’nin karar alma sistemi, ABD-AB ilişkileri ve AB’nin dış ekonomik ilişkileri üzerinde yoğunlaştı.
1990-1993 yılları arasında AB’nin Jean Monnet ve NATO araştırma burslarını alan Bahadır Kaleağası, değişik dönemlerde ziyaretçi akademisyen olarak Harvard, Georgetown ve Kudüs üniversitelerinde bulundu. 1991‘de AB’yi kuran Maastricht Antlaşması’nın müzakeresine yönelik çalışma gruplarından birinde raportörlük görevini üstlendi, AB Komisyonu’nun stratejik araştırmalardan sorumlu biriminin projelerinde yer aldı. Ayrıca birçok AB projesinde çalıştı; Türkiye’de ve uluslararası alanda kamu ve özel sektör kuruluşları için danışmanlık yaptı.
1996 yılında Brüksel’de TÜSİAD Avrupa Birliği Temsilciliği’ni kurdu ve Avrupa özel sektörünün temsil kuruluşu BUSINESSEUROPE nezdinde TÜSİAD ve TİSK daimi delegeliği görevini üstlendi. 2008 yılından beri Brüksel, Berlin, Paris, Washington DC ve Pekin’de temsilcilikleri bulunan TÜSİAD’ın dış etkinliklerini kapsayan Uluslararası Koordinatörü olarak görev yapıyor.
Ayrıca Brüksel Üniversitesi Avrupa Etütleri Enstitüsü’nün Bilimsel Üyesi, TEMA-Brüksel Kurucu Başkanı, Institut de Bosphore-Paris Başkanı, Brüksel Enerji Kulübü Onursal Başkanı, Galatasaray Sportif AŞ, JC International ve Forum İstanbul Yönetim Kurulu üyesi ve birçok uluslararası dernek ve vakfın üyesi…
Her yıl birçok konferansta ve medya programında yer alıyor, uluslararası basında yazıları yayınlanıyor, uluslararası projelere danışmanlık yapıyor. Çok sayıda uluslararası bilimsel makale sahibi olan Bahadır Kaleağası, ayrıca İngilizce ‘Towards a New Europe’ (Brüksel, 1993), Fransızca ‘Les Défis de l’Elargissement’ (Brüksel, 1994), ‘La Turquie en Mouvement’ (Paris, 1995) ve ‘La République laïque Turque’ (Paris, 2003) kitaplarının ortak yazarı, ‘Tek Pazardan Parasal Birliğe’ (IKV, 1995), ‘Avrupa Yolunun Haritası’ (Dünya, 2003), ‘Avrupa Galaksisinde Türkiye Yıldızı’ (Doğan Kitap, 2007) , ‘Ne Olacak Bu AB İşi? Gençler Soruyor’ (Boyut, 2010) ve ‘G20 Gezegeni’ (Doğan Kitap 2012) başlıklı kitapların yazarı. Kaleağası’nın; Radikal gazetesinde, BAKIŞ, Finans Dünyası dergilerinde ve birçok internet sitesinde düzenli olarak makaleleri yayınlanıyor.