Endüstri 4.0, geleceği şekillendirme iddiasında
BUSİAD Yenilikçilik ve Yaratıcılık Uzmanlık Grubu tarafından organize edilen “Endüstri 4.0 Uygulamaları” konulu panel BUSİAD Evi’nde gerçekleştirildi. Konunun uzmanlarınca detaylı bir şekilde ele alınan söz konusu kavram, gerek hayalleri zorlayan yeni bir üretim şekli vaat etmesi, gerekse sağlayacağı endüstriyel dönüşüm potansiyeli ile geleceğe uzanmak ve rekabetçiliğini arttırmak isteyen firmalar ve hizmet sağlayıcılar için olmazsa olmaz konumunda.
Yoğun katılıma sahne olan ve moderatörlüğünü Endüstriyel Otomasyon Sanayicileri Derneği (ENOSAD) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sedat Sami Ömeroğlu’nun yaptığı panele konuşmacı olarak Schneider Electric OEM Segment Müdürü Kerem Barlak, ABB Robotlar ve Robot Sistemleri Yerel Ürün Grup Müdürü Gürsen Torum, Emko Elektronik AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Ispalar ve Festo Müşteri Çözümleri Müdürü Fikret Kemal Akyüz katıldı.
Panelde ilk sözü alan Kerem Barlak Schneider Electric’in faaliyetleri hakkında bilgi vererek, Endüstri 4.0’a yönelik uygulamaları hakkında katılımcıları bilgilendirdi. Endüstri 4.0 kavramının ortaya çıkış süreci hakkında bilgi veren Barlak, 20 yıl içinde tüm endüstriyel üretim süreçlerinin söz konusu kavrama göre gerçekleşeceğini söyledi. Barlak, günümüzde sanayileşmenin son derece hızlandığını ve buna bağlı olarak artan kaynak optimizasyonu ihtiyacının gündeme geldiğini belirterek, “Enerji tüketimi de iki katına çıktı ve karbon emisyonlarımız arttı. Tüm bu gelişmeler en az 3 kat daha verimli çalışmamız gerektiği anlamına geliyor ve Endüstri 4.0 ile bu mümkün” diye konuştu. Barlak, fabrikalardaki otomasyon ve yazılım katmanının Endüstri 4.0’ın sunduğu bağlanabilir cihazlarla tek bir yerde buluştuğunun altını çizerek, “Endüstri 4.0, kaynakların optimizasyonu ve daha verimli çalışmak için bir alan. Bununla birlikte Endüstri 4.0 dendiğinde siber güvenlik, teknoloji standardizasyonu, yazılımlar, yatırım ortamı ve istihdam gibi konularda tereddütler oluşuyor. Günümüz üretim alanlarında verimli aydınlatma tartışılırken, Endüstri 4.0 bize insanın görev yapmadığı karanlık fabrikalar sunuyor. Gelecekte bazı iş kollarında istihdam sayısı düşebilir ancak Endüstri 4.0 ile yeni iş alanlarının gelişeceği ve yeni istihdam potansiyelinin oluşacağı da bir gerçek. Gelişmiş ülkelerde robotlaşma arttıkça işsizlik azalıyor” diye konuştu.
“Sistemler, ürettikleri verileri analiz edip otomatik olarak karar verecek”
Gürsen Torum da ABB Robotlar ve Robot Sistemleri olarak inovasyonla geleceği şekillendirmeye çalıştıklarını ifade ederek, birbirinden farklı iş kollarında faaliyet gösterdiklerini ancak Endüstri 4.0’a yönelik robotlar ve hareket sistemleri alanındaki uygulamalarıyla sanayiye hizmet ettiklerini kaydetti. Torum, firma olarak nesnelerin interneti konusuna farklı yaklaştıklarının altını çizerek, Endüstri 4.0’ın son kullanıcıya yönelik bir kavram olarak gelişmediğini, son kullanıcıya hizmet veren üreticilere yönelik bir kavram olduğunu vurguladı. Torum, günümüzde karlılığın maliyetleri düşürmeye ya da satışları arttırmaya bağlı olduğunu hatırlatarak, “Maliyet ayağında verimlilik ve üretkenlik ön plandayken, satış ayağında ise esneklik ve kalite artışı ön planda. Robotlar bu süreçlerin her yerinde kendine yer buluyor. Artık üretim alanlarında hiçbir güvenlik önlemi olmadan insanlarla çalışan robotlar var. Geliştirdiğimiz Yumi isimli robot da bu şekilde çalışabilen ve hızı sayesinde üretkenliğe katkı yapan bir robot. Robotlar, bir işteki tekrarlanabilirlik oranlarının yüksekliği ile kaliteye doğrudan katkı yapıyor. Kolaboratif robotlar önemli miktarda bir yatırım gerektiriyor ancak hızlı olmazlarsa, söz konusu yatırımın size geri dönüşü yavaş olabiliyor. Firma olarak robotları, insanları ve hizmetleri birleştirerek verimliliği artırmayı hedefliyoruz. Tüm robotlarımız internete bağlı olarak hizmet veriyor. Gelecekte Endüstri 4.0 sayesinde internete bağlı olarak veri üreten bu sistemler otomatik olarak bu verileri analiz ederek kendi kendine karar veriyor olacak” diye konuştu.
“Türkiye’de teknolojik olgunluk seviyesi düşük”
Emko Elektronik AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Ispalar da gerçekleştirdiği “Türkiye’de Endüstriyel Devrime Geçiş ve Değer Zincirinde Uçtan Uca Dijital Entegrasyon” isimli sunumuyla Türkiye’nin imalat sektörünün Endüstri 4.0’a geçiş sürecinde sahip olduğu potansiyel ve dünya endüstriyel üretim ligindeki yeriyle ilgili çarpıcı veriler paylaştı. Ispalar, Endüstri 4.0’ın odağında elektronik sektörünün olduğunu ve Türkiye’deki elektronik sektörünün de 6 alt sektörden meydana geldiğini kaydederek, Türkiye’nin 2015 yılında elektronik sektörü adına 17 milyar dolarlık dış alım yaptığını, buna karşılık 6.5 milyar dolarlık dış satım gerçekleştirdiğini belirtti. Sanayinin dünyada hızlı bir gelişim alanı bulduğunu ve sınırların kalkarak ülkelerin birbirine bir çok alanda eşitlendiğini hatırlatan Ispalar, düşen maliyetler nedeniyle batılı ülkelerin, bir zamanlar doğuya kaydırdıkları üretimi yeniden kendilerine geri çekmeye çalıştıklarını; Endüstri 4.0 uygulamalarının da üretimin ana katma değer kalemlerinin batıya dönmesi çalışması olduğunu vurguladı. Ispalar, Türkiye’nin imalatta gayrisafi katma değer paylarına göre dünyanın en iyi 15 üretici ülkesi listesinde 1990 yılında 13. sıradayken, 2000 yılında 15. sıraya ve 2013 yılında da 16. sıraya düştüğünü belirterek, şöyle devam etti: “Türkiye’de son yıllarda bu konuda önemli gayretler var. Ancak TÜİK’in 2015 verilerine göre imalat sanayindeki girişimlerin yüzde 58,9’u düşük teknoloji sınıfında. İmalat sanayimizin Endüstri 2.0 ve 3.0 arasında olduğunu söylemek mümkün. Firmalarımızın ortalama yüzde 22’si bu kavramla ilgili kapsamlı bilgiye sahip ve firmaların ancak yüzde 7’si geleceğe dönük teknolojik entegrasyon planı yapıyor. Maalesef ülkemizde geleceğin fabrikaları algısı ve teknolojik olgunluk seviyesi düşük. Akıllı fabrika yazılımları, robotik hatlar, otomasyon teknolojileri ve ekipmanlar konusunda Türkiye zayıf kalıyor. Devlet bu konuda ciddi politika geliştiriyor ve önemli bütçeler ayrılıyor ancak iş gücü sanayiden hizmet sektörüne kayıyor. Yeterli sayıda ve deneyimli iş gücü oluşmuyor. Sınırlı nitelikli iş gücü, yeni teknolojilerin yaygınlaşmasını engelliyor. Yatırım geri dönüşü beklentisinin kısa olması, daha uzun sürede kazanç getirmesi beklenen Endüstri 4.0 yatırımlarına olan ilgiyi azaltıyor. Oysa geleceğin fabrikalarında çalışanların yüzde 71’inin bugün mühendislerin sahip olduğu vasıflara ve becerilere değişik düzeylerde sahip olması gerekiyor. O nedenle ortak bir vizyon, üretimi yükseltecek bir ekonomik model, uzun vadeli eğitim - öğretim politikaları şart.”
“Endüstri 4.0, bazen iş birliği de yapmak gerektiğini öğretti”
Fikret Kemal Akyüz de dijitalleşmenin her alanda geliştiğini ancak firma olarak sürecin özellikle üretim alanına odaklandıklarını belirterek, Endüstri 4.0 adına kendilerince en doğru olan yolu bulmak adına çalıştıklarını söyledi. Bu süreçte akıllı modüler ürünler geliştirmeye ve biyonik öğrenme ağı ile doğadan gözlemlediklerini endüstriye uyarlamaya çalıştıklarını belirten Akyüz, “Endüstri 4.0 bize her zaman rekabet değil, bazen de iş birliği yapmak gerektiğini öğretti. Maalesef ülkemizin eğitim sisteminde iş birliği kültüründen ziyade rekabet var. Oysa biz Endüstri 4.0 ile insan profilinin değişeceğini biliyoruz. Gelecekte daha karmaşık durumlarda karar verebilecek çalışanlar gerekecek. Yapay zekanın önemi tartışılmaz. Eğer Endüstri 4.0’da zirveye çıkmak istiyorsanız yapay zeka şart. Batılı ülkeler, üretim gücünü geri almak ve bilgi transferini durdurmak istiyor. Almanya’da Endüstri 4.0 nedeniyle 2035 yılına kadar 490 bin kişinin işini kaybedeceği ancak 430 bin civarında yeni istihdam oluşacağı öngörülüyor. Eğer endüstri ülkesiyseniz, istihdam kaybınız olmaz” diye konuştu.
Panelin ikinci bölümünde söz alan ENOSAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sedat Sami Ömeroğlu da “Uzak Geçmişten Yakın Geleceğe Teknoloji ve İnsan” isimli bir sunum yaparak sosyolojik ve felsefi yaklaşımlarda bulundu. Ömeroğlu sunumunda dünyayı değiştiren dahiler, teknoloji üretmenin ve hayal kurmanın önemi, olası siber ve nükleer savaşlar, yapay zekanın geleceği ve Endüstri 4.0’ın yaratacağı istihdam tehdidi gibi konular üzerinde durdu. Panelin sonundaki soru-cevap bölümünün ardından konuşmacılara plaketleri takdim edildi.