Endüstriyel İşletmelerde Enerji Yönetimi Sempozyumu
“Enerji verimliliği ulusal bir görev”
Türkiye’nin, sadece verimlilik uygulamalarıyla 2020 yılı enerji talebini yüzde 20 azaltabileceğini söyleyen BUSİAD Başkanı Oya Yöney, “Öncelikle işyerlerimizde ciddi bir enerji etüdü yaparak verimlilik fırsatlarını belirlemeliyiz. Enerji verimliliği, her şeyden önce ulusal bir görev” dedi.
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği (BUSİAD) Enerji Uzmanlık Grubu tarafından düzenlenen “Endüstriyel İşletmelerde Enerji Yönetimi” konulu sempozyumda, enerji verimliliği için yapılması gerekenler anlatıldı, enerjiye ödenen yüksek maliyetin global rekabette firmaları bir adım geriye düşürdüğü ifade edildi. Enerjide “tasarruf” ile “verimlilik” kavramlarının karıştırılmaması gerektiğinin belirtildiği sempozyumda, enerji verimliliğinde her birey ve kurumun sorumluluğu olduğu da kaydedildi.
AMACIMIZ İKİ LAMBADAN BİRİNİ SÖNDÜRMEK OLMAMALI…
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan BUSİAD Başkanı Oya Yöney, enerji verimliliği konusunda yapılan bütün iyileştirme çalışmalarının her şeyden önce ulusal bir görev olduğunu söyledi.
Küresel ısınmadan kaynaklanan iklim değişikliklerinin, enerji piyasasındaki fiyat hareketlerinin ve enerji arzındaki artışların enerji verimliliğini tüm dünyanın öncelikli konularından biri haline getirdiğini belirten Yöney, “Enerji tasarrufu; kavram olarak ‘ihtiyaçlardan ödün vererek daha az enerji kullanmak’, enerji verimliliği ise, ‘yaşam standardı ve üretim kalitesinden ödün vermeden aynı miktarda mal ve hizmet üretimi için daha az enerji kullanmak’ ile ilgili… Amacımız; iki lambadan birini söndürmek değil daha verimli aydınlatma teknolojileri geliştirmek olmalı” dedi.
ENERJİ TALEP ARTIŞINDA OECD BİRİNCİSİYİZ…
“En ucuz enerji tasarruf ettiğimiz enerjidir” diyen Yöney, iş dünyası ile sanayinin, enerji kullanımında sürdürülebilirlik kavramının odağında yer aldığını anlattı. Enerji üretim ve tüketim dengesi açısından yıllardır uyarı sinyalleri veren Türkiye’nin, enerji talep artışında OECD ülkeleri arasında ilk sırada yer aldığını söyleyen Yöney, “Talep artışımız hızla yükselirken, enerjide dışa bağımlılıktan kurtulmak için enerji verimliliğimizi artırmalı, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmeli ve yerli kömür-hidroelektrik gibi öz kaynaklardan daha verimli şekilde yararlanmalıyız. Yapılan bilimsel değerlendirmelere göre, ülkemizin ciddi bir enerji verimliliği potansiyeli var. Sadece enerji verimliliği uygulamalarıyla 2020 yılı enerji talebimiz yüzde 20 azaltılabilir. Öncelikle işyerlerimizde ciddi bir enerji etüdü yaparak verimlilik fırsatlarını belirlemeliyiz” diye konuştu.
ENERJİ İTHALATI ANCAK VERİMLİLİK İLE AZALIR…
BUSİAD Başkanı Oya Yöney’in, enerji verimliliğiyle ilgili çarpıcı bilgiler aktardığı açılış konuşmasının ardından sempozyumun birinci oturumuna geçildi. “Enerji Yönetimine Metodik Yaklaşımlar” konusunun ele alındığı ve Uludağ Üniversitesi’nden Prof. Dr. Akın Burak Etemoğlu’nun yönettiği oturuma Adnan Menderes Üniversitesi’nden Prof. Dr. Yunus Çengel, Yaşar Üniversitesi’nden Prof. Dr. Arif Hepbaşlı ile Bureau Veritas’tan Semra Can konuşmacı olarak katıldı.
“Enerjinin etkin ve verimli kullanımı”, “enerji tasarrufu olasılıkları” ve “ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi” hakkında bilgilerin paylaşıldığı oturumun açılışını yapan Prof. Dr. Etemoğlu, enerjide yüzde 70 dışa bağımlı olan Türkiye’nin bu oranı, ancak enerji verimliliği ile azaltabileceğine dikkat çekti.
ENERJİ VERİMLİLİĞİ GÜNÜMÜZDE ‘ALTINCI YAKIT…
“Neden Enerji Verimliliği” konulu sunumuna, Türkiye’nin enerjide yüzde 70 olan dışa bağımlılığına vurgu yaparak başlayan Prof. Dr. Çengel, “Enerji ithalatına 2002 yılında 10 milyar dolar para harcayan Türkiye’de bu rakam 2012’de 60 milyar dolara yükseldi. İşte cari açığımızın nereden geldiği belli oluyor. Toplam ithalatta enerjinin payı, yine 2002 yılında yüzde 12 iken 2012’de yüzde 25’e çıktı” dedi.
Tasarruf için başarılması gereken birinci önceliğin enerji verimliliği olduğunu anlatan Çengel, global dünyada işletmelerin rekabeti için enerji fiyatının son derece önemli olduğunu kaydetti. Çengel, “Enerjiye gereğinden fazla para harcanırsa maliyetler otomatikman artar ve ülkenin rekabet gücü azalır. Enerji verimliliği; tüm bireyler, aileler, kurum-kuruluş ve işletmeler için olmazsa-olmazdır. Fakat önemli olan, üretimin kalitesini düşürmeden enerjiyi kullanmaktır. Enerji verimliliği günümüzde ‘altıncı yakıt’ olarak değerlendiriliyor. Verimliliğe de yakıt gibi bütçe ayırmak gerekiyor. Fakat bu, son derece ucuz bir enerji… En büyük yerli enerji kaynağı, enerji verimliliğidir” diye konuştu.
BU DÜNYANIN ÇARKI, SADECE TEMİZ ENERJİYLE DE DÖNER…
İşletmelerin, gerekirse borç bulup enerji verimliliğine kaynak aktarması gerektiğini vurgulayan Çengel, bu yapılmadığı sürece, kabarık elektrik faturalarının ödenmeye devam edeceğini belirtti. Enerji verimliliğini; “Büyük, bakir, düşük maliyetli bir enerji kaynağı” olarak tanımlayan Çengel, enerji güvenliğini de ülkenin milli güvenliği ile eşdeğer tuttuğunu açıkladı. Çengel, “Enerji verimliliği çok sayıda yeni santral ihtiyacını ortadan kaldırıyor. Bu dünyanın çarkı, fosil yakıt tüketmeden temiz enerjiyle de pekala döner. Enerji verimliliği; sadece devletin değil herkesin bir şeyler yapması, elini taşın altına koyması gereken bir alan” dedi.
TÜRKİYE ENERJİ VERİMLİLİĞİNDE GEÇ KALDI…
Katılımcılara “Enerji Verimliliği ve Yönetimi Çalışmalarına Genel Bir Bakış” sunumu yapan Prof. Dr. Hepbaşlı, enerji verimliliği ve yönetiminde geç kalan Türkiye’nin önünde ciddi fırsatlar bulunduğuna işaret etti. Üniversitelerin, çeşitli destek ve teşviklerle “sahaya inip” enerji verimliliği konusunda sanayi ile bütünleşmesi gerektiğini anlatan Hepbaşlı, işletmelerin tartışmasız biçimde enerji yönetimi sistemlerini kurmak zorunda olduğunu vurguladı.
Tasarrufun değil enerji verimliliğinin önemli olduğuna dikkat çeken Hepbaşlı, “Enerji verimliliği, kaliteden ödün verilmeden yapılmalı. Enerji yönetiminde tek amaç; işletmede sürekli iyileştirme sağlamaktır” diye konuştu.
UFAK BÜTÇELERLE BÜYÜK KAZANIMLAR ELDE ETMEK MÜMKÜN…
ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi’nin iş dünyasından büyük rağbet gördüğünü, fakat bunun yeterli olmadığını, sistemin başarıya ulaşması için üst yönetimlerin bizzat işin içinde bulunması gerektiğini belirten Semra Can ise, söz konusu sistemin direkt enerjiye odaklı olduğunu kaydetti.
“Tasarruflu ampul mü önemli, yoksa üretimde pres şekillendirme mi” diyerek, sanayide verimlilik anlamında yapılan bazı hatalara değinen Can, “50001, bize enerji yönetiminde nereden başlamamız gerektiğini anlatıyor. Bunu başarabilirsek çok ufak yatırımlarla bile büyük kazanımlar elde etmek mümkün olabiliyor” dedi.
ENERJİ YÖNETİMİNDE BAŞARILI ÖRNEKLER TANITILDI…
“Enerji Yönetiminde Başarılı Örnekler”in anlatıldığı ikinci oturumda ise, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Elektrik İşleri Etüt İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından tertip edilen “Sanayide Enerji Verimliliği Proje Yarışması”nda, “Enerji Verimli Endüstriyel Tesis Kategorisi”nde ödül alan şirketlerin enerji yönetim sistemleri tanıtıldı.
BUSİAD Enerji Uzmanlık Grubu Başkanı Nizamettin Aypak’ın moderatörlüğündeki oturumda, Barilla Gıda’dan Volkan Uğur, Arçelik’ten Tuğrul Kodaz ve Tofaş’tan Tamer Atalay konuşmacı olarak yer aldı.
OSB’LERDE ÇOK YÜKSEK VERİMLİLİK SAĞLANABİLİR…
İşletmelerde yapılan enerji verimliliği çalışmalarının, belli bir sistem dahilinde olmasa bile yüzde 10’a kadar enerji tasarrufu sağlama ihtimali bulunduğunu söyleyen Aypak, bunun sistematik çalışma dahilinde yapılması halinde ise oranın, yüzde 25 ve üzerine çıkabileceğine değindi.
Bursa sanayisinin elektrik enerjisi tüketimi ve bu alanda yapılabilecek verimlilik çalışmalarıyla ilgili çok çarpıcı bir örnek de veren Aypak, “Bursa’daki OSB’lerin yıllık elektrik enerjisi tüketimi yaklaşık 4 milyar kilovat saat… Program dahilinde yürütülecek enerji yönetimi sistemiyle yüzde 25 verimlilik sağlanabildiğine göre, 1 milyar kilovat saat enerjiden söz ediyoruz. Bunun maddi değeri 200 milyon lirayı buluyor. Dolayısıyla bu alanda yapılacak çok fazla işimiz var” dedi.