Hikmet Sami Türk, anayasa değişikliği referandumunu değerlendirdi

Hikmet Sami Türk, anayasa değişikliği referandumunu değerlendirdi

Hikmet Sami Türk, anayasa değişikliği referandumunu değerlendirdi

BUSİAD Perşembe Söyleşilerinin bu ayki konuğu, akademisyen, siyasetçi ve Adalet Eski Bakanı Hikmet Sami Türk oldu. Türk, 16 Nisan’da gerçekleştirilecek ve anayasa değişikliğini ile başkanlık sistemine geçişi öngören referandum sürecini değerlendirerek, değiştirilmesi planlanan maddeler hakkında bilgi verdi.  

Konuşmasına Türkiye Cumhuriyeti tarihinde gerçekleştirilen halk oylamalarına değinerek başlayan Hikmet Sami Türk, Türkiye’de anayasalarla ilgili halk oylamalarının 1961 anayasası ile başladığını ve bundan sonraki halk oylamasının 1982 yılında gerçekleştirildiğini belirtti. Daha sonra 1987’de, 1988’de, 2007’de ve 2010’da halk oylamasına gidildiğini hatırlatan Türk, 16 Nisan’da yapılacak 6. halk oylamasında Türkiye’nin geleceğini belirleyecek önemli bir konuda karar vermek durumunda olacaklarını söyledi. Türk, bugüne dek anayasada 20 kez değişiklik yapıldığını dile getirerek, “Bu değişiklikler kapsamında anayasanın bazen 1 maddesi, bazen 32 maddesi, bazen 26 maddesi, bazen de 5 maddesi değişti ama en kapsamlı değişiklik bu değişiklik olacak. Söz konusu referandum ile anayasanın 18 maddesinin değiştirilmesi gündemde, ancak olası bir değişiklik sürecinde anayasadaki 73 madde bundan etkilenecek” diye konuştu. Türk, şöyle devam etti: “Bundan önceki değişiklikler genellikle demokratikleşme yolunda ileri adım niteliğindeydi. 16 Nisan’da ise ‘Türkiye’de yola demokrasiyle mi devam edilecek, tek adam yönetimi mi olacak?’ şeklinde tereddütleri ortaya çıkaran bir değişiklik süreci oluyor. 1876’da 2. Abdülhamit’in bir fermanı ile ilan edilen Kanun-i Esasi’den bu yana Türkiye’de zaman zaman kesintilere uğrasa da uygulanan parlamenter sistemden başka bir sisteme geçiş söz konusu. Adı cumhurbaşkanlığı sistemi olan ve mevcut başkanlık sistemleri ile ilgisi olmayan, kendine özgü bir sistem öngören bir değişiklik süreci bu. Bu açıdan bakıldığında bu bir rejim değişikliğidir. Türkiye 29 Ekim 1923’de Cumhuriyeti ilan etti ve egemenlik kayıtsız şartsız millete verildi. Yapılmak istenen bu değişiklik, halkın kendi kendini yönetmesi sürecini tartışmaya açan bir değişiklik olacak. Bu anayasada yer alan hükümlerin temelinde, ortasında ve merkezinde cumhurbaşkanı ve yetkileri var.”

“8 bin civarındaki kanunu kim yönetecek?”

Söz konusu değişiklik ile cumhurbaşkanının artık partili bir cumhurbaşkanı haline geleceğine işaret eden Türk, “Cumhurbaşkanının mevcut bazı yetkilerinin partili bir cumhurbaşkanı tarafından kullanılması tereddüt oluşturacaktır. Partili bir cumhurbaşkanı aynı zamanda TBMM adına başkomutanlığını temsil eder. Bu durumda başkomutan, AK Parti’nin genel başkanı olacak” diye konuştu. Türk, yeni anayasa ile birlikte getirilen bir diğer değişiklikle cumhurbaşkanının çok sayıda yardımcısının olabileceğini ifade ederek, ABD’deki başkan yardımcısının cumhurbaşkanı ile birlikte aynı listeden seçime girerek seçildiğini, Türkiye’deki yeni anayasaya göre ise başkan yardımcılarının cumhurbaşkanı tarafından atanacağını ya da gerektiğinde görevden alınacağını kaydetti. Türk, sözlerini şöyle sürdürdü: “Mevcut sistemde cumhurbaşkanı görevini yapamayacak durumda olduğunda TMBB başkanı cumhurbaşkanına vekalet eder. Oysa getirilmek istenen sistemde cumhurbaşkanın yardımcısı kendisine vekalet ediyor. Ayrıca Bakanlar Kurulu diye bir şey kalmıyor çünkü parlamenter sistem ortadan kalkıyor. Yeni sistemde bakanlar var ama Bakanlar Kurulu ve Başbakanlık makamı yok. Türkiye’de tüm kanunların sonunda şu hüküm vardır: ‘Bu kanunu Bakanlar Kurulu yürütür’ denir. Bu değişiklik kabul edilirse Bakanlar Kurulu kalmayacağına göre 8 bin civarındaki kanunu kim yönetecek? Bakanlar meclise karşı değil, cumhurbaşkanına karşı sorumlu olacak. Meclisin bunları denetleme şansı çok sınırlandırılmış. Ayrıca gensoru olanağı ve meclis soruşturması da yok. Oysa gensoru, hükümetin denetlenmesinde en önemli araçlardan biridir.”