Kadınlar, iş hayatında olmanın zorluklarını anlattı

Kadınlar, iş hayatında olmanın zorluklarını anlattı

Kadınlar, iş hayatında olmanın zorluklarını anlattı

BUSİAD, Bursa Kadın Kuruluşları Birliği ve Lions 118-K Yönetim Çevresi Federasyonu iş birliği ile “8 Mart Dünya Kadınlar Günü” kapsamında organize edilen “Kadının İş Dünyasındaki Yeri ve Etkisi” paneli BUSİAD Evi’nde gerçekleştirildi.

Panelin açılışında konuşan BUSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Neşe Yıldırım, sözlerinin başında 8 Mart tarihinin neden “Dünya Emekçi Kadınlar Günü” olarak anıldığını hatırlattı. Türk kadınlarının Atatürk devrimleriyle birçok Avrupa ve Dünya ülkesinden önce elde ettikleri haklarını maalesef zaman içinde unuttuğunu ya da unutmaya zorlandığını ifade eden Yıldırım, “Biz ‘Baby Boomers’ kuşağı olarak, ‘hem kariyer, hem de çocuk yaparım’ felsefesiyle aile ve iş dengesini iyi yürüttük. Ancak, X ve Y kuşakları için gözlemlerim farklı. Bu kuşakların temsilcileri ya işe, ya da aileye odaklanmayı tercih ediyor” diye konuştu. TÜİK verilerine göre Türkiye nüfusunun % 50,2’sini erkeklerin, % 49,8’ini de kadınların oluşturmasına rağmen, istihdam oranının erkeklerde % 65’leri kadınlarda ise ancak % 27’leri bulduğuna işaret eden Yıldırım, işgücüne katılım oranının ise erkeklerde % 71,5 iken, kadınlarda % 30,8’de kaldığının altını çizdi. Yıldırım, bu oranın daha da düşeceğine inandığını belirterek, şöyle devam etti: “Son dönemlerde kadın çalışanlara avantaj gibi gösterilen paketler nedeniyle, işverenin tercihi erkek çalışan yönünde olmaktadır. Hâlbuki kadının duygusal zekâsı daha gelişmiştir ve önsezileri ile mantığını birleştirdiğinde doğru karar verir. Sorumluluk almaya küçük yaşta başladıkları için aynı anda birkaç işi birden yaparlar ve iletişimleri kuvvetlidir. Ayrıca, doğasından gelen sabır ve dayanıklılığa sahiptirler. Tüm bu özelliklerini doğru kullandığında ve iş dünyasında avantaj için değil, cinsiyet eşitliği için çalıştığında kadının başarılı olmaması için bir neden olmadığına inanıyorum. Kadınlarına değer veren, cinsiyet farkı gözetmeyen ulusların başarılı oldukları günümüzde, hiç bir kadının cinsiyetinden dolayı ayrıştırıldığını hissetmediği günlerin özlemiyle kadının insanda eşitlendiği bir ülke diliyorum.”

“Önyargılar iş piyasasında görünmez engel oluyor”

Neşe Yıldırım’ın açılış konuşmasının ardından moderatörlüğünü Bursa Kadın Kuruluşları Birliği Koordinatörü ve Lions 118-K Yönetim Çevresi Federasyonu Başkanı İlknur Kutucu’nun yaptığı ve Uludağ Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Aysu Serdar, BTSO Kadın Girişimciler Kurulu Başkanı Nurcan Özdemir ve Elvin Tekstil AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Canan Sönmez’in konuşmacı olduğu panele geçildi. Panelin açılışında konuşan İlknur Kutucu, 8 Mart’ın ortaya çıkış hikayesi nedeniyle anma ve kadınların günümüze dek elde ettiği kazanımlar ve başarıları nedeniyle de aynı zamanda bir kutlama günü olduğunu ifade etti. Kadının toplumdaki başarılarının önünü kesen faktörlerin başında şiddet geldiğinin altını çizen Kutucu, kadına uygulanan şiddet ve kadın hakları açısından Türkiye’nin OECD üyesi 150 ülke arasında 135. sırada yer aldığının bilgisini verdi. Türkiye’deki bu tabloyu değerli iş kadınları ve sivil toplum örgütleri ile aşacaklarına inandığına değinen Kutucu, “Kadının iş gücüne katılım oranı yine OECD ülkelerinde yüzde 58’leri bulurken Türkiye’de bu oran yüzde 28’lerde. Kadınlar ya kayıt dışı çalıştırılıyor ya da temel bazı haklardan mahrum bırakılıyor. En büyük engel ise kadına biçilen roller. Ailenin sorumluluğu tamamen kadının üzerine yıkılıyor. Çalışan kadınlar da bu roller arasındaki iş yükünü dengeleyerek başarılı olmaya çalışıyor” diye konuştu. Panelde ilk sözü alan Dr. Aysu Serdar, “Türkiye’de Kadının İşgücüne Katılımı ve Güncel Gelişmeler” isimli bir sunum yaptı. İnsanların yerleşik düzene geçmesiyle kadınların daha çok ev işlerine erkeklerin ise gelir getirici işlere yöneldiğini söyleyen Dr. Serdar, günümüze yaklaştıkça kadınların emek piyasasına girerek etkin olmaya başladığını belirtti. Dr. Serdar, zamanla yaşanan rol değişiminin kadınlar açısından tam bir devrim niteliği taşıdığını ifade ederek, “Kadınlar, ailenin gelirinin düştüğü veya ekonomik açıdan ihtiyaçları arttığı dönemlerde iş gücü piyasasına girdiler, zaman zaman da bu piyasadan çekildiler. Ancak özellikle 1970’lerden sonra emek piyasasına giren kadınlar, bu piyasadan çekilmedi. Günümüze dek kadının emek piyasasına katılım oranı hızla arttı ancak yaşanan sorunlar hiç azalmadı. Emek piyasası erkekler için düzenlendiği için kadınların bu piyasada istikrarlı olamadığını da görüyoruz” diye konuştu. Dr. Serdar şöyle devam etti: “Kadın istihdamını etkileyen faktörleri, emek piyasasındaki faktörler ve emek piyasası dışındaki faktörler olarak ikiye ayırmak mümkün. Emek piyasasındaki faktörleri iş bulma, kariyer ve ücret politikaları oluştururken; emek piyasası dışındaki faktörleri de eğitim, gelenek ve göreneklerle sosyal rol dağılımı oluşturuyor. Aynı vasıflara sahip kadın ve erkek bir işe başvurduğunda genelde erkekler tercih ediliyor. Özellikle önyargılar iş piyasasında görünmez engel oluyor. Kadınlarla erkekler arasındaki ücret farklılıkları sanayi devriminden bu yana hep kadınları aleyhine işledi. En önemli sorunlar ise daha emek piyasasına girmeden yaşanıyor. Bu sorunların başında gelenek-görenekler ve sosyal rol dağılımı geliyor. Aile içinde bu yöndeki eşitliği sağlayacak önlemlerin alınması gerekiyor.”

“Hedef belirlemeden önce hayal kurmak gerekir”

Dr. Aysu Serdar’ın ardından söz alan Nurcan Özdemir de, iş hayatına giriş sürecini ve kadın girişimci olarak yaşadığı zorlukları katılımcılarla paylaştı. Hedef belirlemekten önce hayal kurmak gerektiğine değinen Özdemir, kadınların motive edilmeye ihtiyaçları olduğunu, moral desteği sağlanan kadınların her türlü engeli aşmaya muktedir olduğunu kaydetti. Özdemir, iş hayatında yola çıktığından bu yana birbirinden değerli ödüller almaya hak kazandığını belirterek, “2012 yılında 6200 kadın girişimci arasından aldığım ‘Türkiye’nin Kadın Girişimcisi’ ödülü benim için çok büyük önem taşıyor. Bu ödül benim için adeta dönüm noktası oldu. Bence başarıyı getiren faktörlerin başında ortak akıl ve takım ruhu geliyor” şeklinde konuştu. Canan Sönmez de 1993 yılından bu yana iş hayatının içinde olduğunu ve 1,5 yıl kadar işin mutfağını deneyimleme şansı bulduğunu ifade ederek, oldukça disiplinli bir babanın eğitimi sonrası görevi devraldığını belirtti. Görev yaptığı 23 yıl içinde üretim teknolojilerinde ve ihracat pazarlarında ciddi değişimler kaydettiklerine değinen Sönmez, başarı elde etmek için çok çalışmak gerektiğinin altını çizdi. Sönmez, şöyle devam etti: “Kadınların detaylara verdiği önem, titiz bakış açısı ve önsezi ile sorunlara yaklaşımı büyük avantaj. Kadınların iş hayatında olması çok önemli. Bunun için şirketimizde bir kreş hizmeti sunuyoruz. 17 çocukla başladığımız süreçte bugüne dek 54 bebek mezun ettik. Bence kadının iş hayatındaki yeriyle ilgili en büyük engellerden biri erkek egosu. Sorunların çözümü ise eğitimden başlıyor. Çünkü eğitim özgüven verir.”