Palm yağı gerçeği BUSİAD’da ele alındı

Palm yağı gerçeği BUSİAD’da ele alındı

BUSİAD Gıda Uzmanlık Grubu tarafından organize edilen “Gıda Maddesi Olarak Palm Yağı Nedir, Ne Değildir?” konulu panel BUSİAD Evi’nde gerçekleştirildi. Bir süre önce gündeme gelen ve kamuoyunu fazlaca meşgul eden palm yağlarının kullanım alanları ve insan sağlığına etkileri konusu, uzmanlarca detaylı bir şekilde ele alındı. Uzmanlar, palm yağlarının endüstride kullanılması meselesinin yeni bir konu olmadığında ve bilimsel bir dayanağı olmadığı sürece konuyla ilgili yapılan açıklamalara itibar edilmemesi gerektiğinde birleşti.  

Oturum Başkanlığını Toksikoloji Uzmanı Prof. Dr. Ali Esat Karakaya’nın yaptığı panele konuşmacı olarak Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nden Doç. Dr. Arzu Akpınar Bayizit, Gıda Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Lale Yıldız ve Emek Yağ AŞ Kalite Müdürü Okan Meral katıldı. Panelin açılışında konuşan BUSİAD Üyesi Ergun Hadi Türkay, geçtiğimiz günlerde kamuoyunu oldukça meşgul eden ve önemli tartışmaları beraberinde getiren palm yağları ve insan sağlığına etkileri konusunun yeni bir tartışma alanı olmadığını belirtti. BUSİAD’ın geçtiğimiz yıl düzenlediği “Yağlarda Tağşiş ve Taklit” konulu panelde konunun gündeme geldiğine işaret eden Türkay, bu açıdan bakıldığında söz konusu yağlarla ilgili tartışmaların son birkaç yıldır süregeldiğini dile getirdi. Türkay, gelişen teknolojilerin, gittikçe yaygınlaşan hastalıklarla beslenme arasındaki ilişkinin ve gıdalardaki sağlığa yararlı veya zararlı etken maddelerin bilinmesinin günümüz modern insanının beslenme algısını fazlasıyla değiştirdiğini kaydederek, “Tüketiciler artık bir gıda maddesinden karnı doyurmasının yanı sıra; sağlık üzerine etken bir madde ya da doğal besin katkısı içerip içermediği gibi özellikleriyle de ilgileniyor. İnsan sağlığına herhangi bir zarar vermeyen veya içeriğinde mümkün olan en doğal ürünlerin kullanıldığı besinler konusunda hepimiz her zamankinden çok daha duyarlı ve dikkatli olmalıyız” diye konuştu.  

“Spekülatif açıklamalarla tüketiciyi tedirgin etmek doğru değil”

Panelde ilk sözü alan Gıda Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Lale Yıldız, sunumunun başında palm yağı konusunun bir anda gündeme oturduğunu ve konuyla ilgili bir haftada 2 bine yakın haberin basında yer aldığını söyledi. Ürünün kimyasal bomba olarak nitelendirildiğini belirten Yıldız, “Hurmagillerden bir meyve olan palm, Afrika kökenli ve tarımının çok büyük bir bölümü Endonezya ve Malezya’da yapılıyor. Hem çekirdeğinden hem de meyve pulpundan yağ elde edilebilen ender meyvelerden olan palm uzun yıllardır endüstriye ve dünyada birçok gıda ürününde kullanılıyor. Yani konu kriz seviyesinde yeni bir konu değil. Tüketiciler olarak özellikle sosyal medyada dolaşan ve kaynağı belli olmayan haberlerle ilgili dikkatli olmamız gerek. Söz konusu haberlerin hangi bilimsel otoriteye dayandırıldığı ve bilimsel temelli olup olmadığı önemli. Kaynağı belli olmayan haberlere itibar etmememiz gerekir. Çünkü söz konusu haberlerin altında ticari kaygılar yatıyor olabilir” diye konuştu. Yıldız, şehirleşme geliştikçe tüketici taleplerinin de geliştiğine ve değiştiğine değinerek, bunun da gıda endüstrisinde farklı anlayışlara yönelik gıdalar üretme mecburiyeti getirdiğinin, palm yağının gıda endüstrisine girmesinin de sektörün farklı taleplerini karşılayabilmesindeki başarısından kaynaklandığının altını çizdi. Yıldız şöyle devam etti: “1990’larda trans yağın sağlık riski oluşturduğu ortaya çıkınca trans yağ içermeyen yeni bir ürüne ihtiyaç duyuldu. Trans yağ kullanmamanın yolu, palm yağı kullanmaktan geçiyordu. Sektörde palm yağını aranır hale getiren de bu özelliği oldu. Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA) geçtiğimiz aylarda palm yağı ile ilgili bir rapor hazırladı. Ana görevi gıdayla ilgili riskleri bilimsel olarak değerlendirmek ve risk iletişimini sağlamak olan EFSA’nın bu raporu çok sayıda gıda ürünü ve yağlar üzerindeki kontaminantlara yönelik analizleri içeriyor. Bu rapor, kontaminantların varlığının, kullanılan sıvı ve katı yağların yanı sıra, bunların maruz kaldığı işlemlerle ilgili olduğunu bildirmiştir. Tüketiciyi doğru bilgilendirmek varken spekülatif açıklamalarla tedirgin etmek doğru bir hareket tarzı değildir. Tarımda, gıdada, toksikolojide yüzlerce bilim insanı çalışıyor. Bilime inanıyorsak şehir efsanelerini bırakıp, gerçeklere yönelmemiz lazım.”

Tüketiciler olarak palm yağlarına her gün maruz kalıyoruz”

Lale Yıldız’ın ardından söz alan Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü’nden Doç. Dr. Arzu Akpınar Bayizit de “Palm Yağı: Gıda Maddelerinde Kullanımı” isimli bir sunum yaptı. Doç. Dr. Bayizit, sunumunun başında gıda katkı maddelerinin kullanım amaçlarına değinerek “Söz konusu gıda katkı maddeleri, gıdaların raf ömrünün uzatılması, gıdaların duyusal özelliklerinin geliştirilmesi, besleyici değerin korunması ve geliştirilmesi gibi amaçlarla kullanılıyor. Bunu yaparken de yasal olmayan uygulamalardan uzak durmak gerekir. Bunlar; kötü kalite ya da bozulmuş gıdayı maskeleme, gıdaları hatalı işleme, taklit gıda yapımı ve tüketiciyi aldatma, ürünün besleyici değerini azaltma gibi sıralanabilir” diye konuştu. Doç. Dr. Bayizit şöyle devam etti: “Gıda güvenliği önemli ve bu konuda kesinlikle bilinçli olmak gerekiyor ancak satın aldığımız ürünlerde gıda güvenliği konusuna ne kadar hakimiz? Sanayi ile iş birliği içinde olmayan hiçbir açıklama ve çalışma tüketiciye hitap etmiyor. İşlenmiş ürünlerdeki temel katkı maddesinin palm yağı olduğunu söyleyebiliriz. Üstelik bu ürün sadece gıdada değil, kozmetikten eczacılığa kadar geniş bir alanda kullanılıyor. Palm yağının kullanım alanı son derece geniş ve üretildiği gibi tüketilemediği için rafine edilmesi gerekiyor. Rafinasyon işlemi de 5 basamaktan oluşuyor ve ancak bu işlemlerden sonra tüketicinin istediği tarzda bir yağ elde ediliyor. Söz konusu yağı üreten iki Müslüman ülkede küçük düzeyli teknolojilerle üretim yapılıyor. Yabancı büyük firmalar bu konuda devreye girerek ve çevrecileri de kullanarak kampanya yürütüyor. Çevrecilerin haklı olduğu alanlar da olabilir ancak batı dünyasının bu alanda söz sahibi olmak adına politikalar yürüttüğü bir gerçek. En çok kızartma yağı olarak kullanılan bu yağlara tüketiciler olarak her gün maruz kaldığımızı söyleyebilirim. Önemli olan söz konusu ürünün kullanım limitlerinin belirlenmesi.”

Doç. Dr. Bayizit’in ardından söz alan Emek Yağ AŞ Kalite Müdürü Okan Meral da palm yağının gıda sanayinde kullanım alanlarına değinerek, Türkiye’de palm yağı üretiminin olmadığını ve ithal edilen yağların tamamının rafine edildiğini belirtti. Meral, firma olarak kendilerinin de söz konusu ürünü Malezya’dan ithal ettiklerini ifade ederek, marka olmuş firmaların ürünle ilgili gerekli laboratuvar testlerini yaptığını, asıl tehlikenin merdiven altı üretim yapan firmalardan kaynaklı olduğunu kaydetti. Meral, firmalarında gerçekleştirdikleri palm yağı rafinasyon işlemi basamakları hakkında da katılımcıları bilgilendirdi. Konuşmaların ardından gerçekleştirilen soru cevap bölümünün sonunda panelistlere plaketleri takdim edildi.