Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, BUSİAD iftarına konuk oldu.
BUSİAD’ın Mayıs Ayı Çekirge Toplantısı ve Geleneksel İftar Programının konuğu, Diyanet İşleri Eski Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu oldu. Gecede “İslam Dünyasında Bugün ve Yarın” başlıklı bir konuşma yapan Prof. Dr. Bardakoğlu, İslam Dünyasının insan hakları, kadın hakları ya da kişisel özgürlükler gibi kavramlarla barışmak ve cinsiyet ayrımcılığını geride bırakmak zorunda olduğuna değindi. Prof. Dr. Bardakoğlu, din ile akıl, bilim ve ahlak gibi kavramların buluşması gerektiğine de dikkat çekti.
BUSİAD’ın marka etkinliklerinden olan ve Podyum Davet’te gerçekleştirilen Çekirge Toplantısı ve Geleneksel İftar Programının açılışında konuşan BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ergun Hadi Türkay; bugün gelinen noktada en üst kademeden en alt kademeye kadar iş dünyasındaki herkesin, zamanın hızla değişen iş yapma modellerine ayak uydurabilmesi gerektiğini söyledi. Artık yapılan işin ya da rakiplerin pek öneminin kalmadığına işaret eden Türkay, esas önemli olanın yaratıcı ilham olduğunun altını çizdi. Türkay, bu süreçle baş etmenin yolunun yetenek ve kabiliyeti yönetmekten geçtiğine vurgu yaparak, “Bundan 5-6 yıl öncesine kadar perakende sektöründe dünya devi konumunda olan Wallmart vardı ve 400 - 500 milyar dolarlık cirosu ve büyüklüğü ile adeta ezici bir güçtü, rakibi yok gibiydi. Sonra Jeff Bezos diye bir adam geldi ve yaratıcı gücü ile yeni bir dijital perakende iş yapma şekli geliştirdi. Amazon’un bugünkü değeri 800 miyar doları buluyor ve bu neredeyse tüm Türkiye’nin gayri safi milli hasılasına yakın” diye konuştu. Türkay, şöyle devam etti: “Yetenek yönetmenin iki ayağı var. Birinci ayağı yeteneği yetiştirmek. Bu konuda maalesef ülke olarak çok da iyi olmayan seviyelere indik. Eğitim sanki göz ardı edilmeye çalışılıyor. Eğitimin yapılış şekline önem vermemiz gerekiyor. Dijital dünyanın gerektirdiği becerileri müfredatımıza eklemek, hatta eğitmenlerimizi de bu yönde eğitmemiz gerekiyor. İnsan kaynağı en az finans kaynağı kadar önemli. Bir diğer konu da yetişen kabiliyeti yönetmek hatta o yeteneği ülkede tutabilmek.”
“Yolumuz din ile her zaman kesişecektir”
Türkay’ın ardından söz alan Diyanet İşleri Eski Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu da, konuşmasının başında sadece Ramazan ayında değil hayatın her safhasında din ile yolların kesiştiğine değinerek, insanın var oluş izahının en temel yolunun din hakkında aydınlanmak olduğuna işaret etti. İnsanlığın din ile bir şekilde buluşmak, barışmak ve onunla uzlaşmak zorunda olduğunu ifade eden Prof. Dr. Bardakoğlu, “Yolumuz din ile her zaman kesişecektir. Bunun yolu da kavga etmek değil, göz ardı etmek değil, üstesinden kendimizin gelmesidir. İç dünyamızda barışı bulmamız gerek. Dinin bilgisi ve geleneği ile barışabilmemiz gerek. Bugünü anlamamız ve yarına hazırlanmamız için bu şart” diye konuştu.
“Din ile aklın, bilimin ve ahlakın buluşması gerek”
Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, Kuran’ın iki anlatım düzlemi olduğunu kaydederek, bunlardan birinin Allah iradesi olduğunu, her şeyi onun yarattığını ve onun iradesi olmadan hiçbir şeyin olmayacağını belirtti. Bir diğerinin ise birey düzlemi olduğunu dile getiren Prof. Dr. Bardakoğlu, bu düzleme göre de bireyin tüm yaptıklarının sorumluluğunu taşıdığını ve bu iki kavramı birbirinden ayırmak gerektiğini ifade etti. Prof. Dr. Bardakoğlu İslam dininin ahiret dini değil, dünya dini olduğuna ve insanlara yol göstermesi ve onların barış, huzur ve esenlik içinde yaşaması için gönderildiğine değinerek “Maalesef bugün İslam dünyasına dair gözlemlerimiz iyimser değil. Ancak İslamiyet ve Müslümanlık aynı şeyler değil. Müslümanlık, İslamiyet’in uygulama şeklidir. Müslümanlığa bakarak İslam hakkında değerlendirme yapmak yerine, iyi insan olmaya çalışmalıyız” diye konuştu. Prof. Dr. Bardakoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir dinin anlaşılmasında farklılıklar olabilir. Ancak dindarlık kimsenin tekelinde değildir. Tarih boyunca süregelen binlerce farklı Müslümanlık tarzları ile karşı karşıyayız. Herkes kendi din anlayışını ve din yorumunu tek hakikat olarak görüyor ve onu dayatmaya çalışıyor. Oysa başkasını değil, kendimizi eleştirmemiz gerek. Bırakalım herkes kendi hesabını kendisi versin. Kutsal kitapları yargılamak yerine kendimizi yargılamalıyız. Oysa günümüzde dinin fanatikleri, kutsal kitaplarını kendi kavgalarına alet ediyor. Dini kimlik, ötekileştirmek için bir fırsat aracı olmamalı. Din size anahtar teslimi gelişmişlik, mutluluk ya da sağlık vaat etmez. Din bize ışık tutar, bize rehberlik eder. İslam Dünyası olarak insan hakları, kadın hakları ya da kişisel özgürlükler gibi kavramlarla barışmak ve cinsiyet ayrımcılığını geride bırakmak zorundayız. Allah’ın verdiği özgür iradeyi insanlar kısıtlayamaz. Allah’ın çekeceği hesabı biz çekemeyiz. Birey özgürlüğünü bir değer olarak kabullenmemiz şart. İslam Dünyasında sivil bir dilin oluşması ve insanların Allah adına konuşma cüretinde bulunmaması gerekiyor. Hayatın her alanında değişimler yaşanırken, dinin statik bir mesaj taşıması düşünülemez. Dinin mesajlarının da çağa uygun olması gerek. Dinin hayatımızın içinde olması kaçınılmazdır. Ayrıca din ile aklın ve bilimin buluşması gerek. Dinin bilimle çatışması söz konusu olamaz. Öte yandan din ile ahlakın buluşması da son derece önemli. Din ile ahlak arasında bir ayrışma varsa bu da ciddi bir sorun demektir. Dindar bir kişinin ahlaksız olması mümkün değildir.” Programın sonunda BUSİAD Başkanı Ergun Hadi Türkay tarafından Prof. Dr. Ali Bardakoğlu’na gecenin anısına plaket takdim edildi.