Schopenhauer’in ahlak anlayışı BUSİAD’da tartışıldı.
BUSİAD çatısı altında yeniden hayata geçirilen Felsefe Toplantılarının bu ayki konusu, “Schopenhauer’ın Ahlak Anlayışı” oldu. Toplantıya konuşmacı olarak katılan yazar ve çevirmen Murat Kaymaz, Schopenhauer’in ahlak anlayışının dayandığı noktalar hakkında bilgi vererek, kendisinin özellikle irade kavramıyla ilgili görüşlerini katılımcılarla paylaştı.
BUSİAD Evinde gerçekleştirilen etkinlikte “Schopenhauer’ın Ahlak Anlayışı” isimli bir sunum yapan yazar ve çevirmen Murat Kaymaz, 1788 - 1860 yılları arasında yaşayan ünlü filozof Arthur Schopenhauer’in babasının tüccar, annesinin ise döneminin en ünlü feminist yazarlarından biri olduğunu söyledi. Schopenhauer’ın henüz 8 yaşında iken babasını kaybetmesi ile tüccar olmak yerine eğitim alarak filozof olmayı tercih ettiğini belirten Kaymaz, kendisinin henüz 24 yaşında iken doktorasını tamamladığını ve hayatı boyunca 4 bin sayfaya yakın eser kaleme aldığını dile getirdi. Schopenhauer’ın hiç evlenmediğini ve hayatı boyunca hiç çalışmadığını ifade eden Kaymaz, kendisinin ayrıca üniversite çatısı altında felsefe yapılamayacağı görüşünü savunduğunu kaydetti. Kaymaz, şöyle devam etti: “Schopenhauer felsefesi, çok temel ve onun tüm düşünce hayatı boyunca ilerleyen bir motifle tanımlanabilir, irade. Bu kavram, isteme, istenç olarak da dilimize çevrilir. Bu o kadar önemli bir kavramdır ki; nasıl ki bir şeyin önemli olduğu vurgulanmak istendiğinde en az üç kez tekrarlanıyorsa, Schopenhauer için irade kavramı da en az üç dört kez tekrar edilmeyi gerektirir. Ona göre başat kavram iradedir. Peki irade nedir? Schopenhauer’e göre felsefe onkoloji yapmaktır. Yani varlığın ne olduğunu anlamaya çalışmaktır, metafizik yapmaktır ve her şeyin özünü kavramaya gayret göstermektir. Kendisi irade kavramını bu öz anlamına yerleştirir. Her şey ona göre istemenin ya da iradenin bir tür var oluşa açılımı, atılımdır. Bu irade şuursuz bir iradedir ve mutlak bir hakikattir.”
“Tüm ahlaki eylemlerin arkasında yatan motif merhamet olmalıdır”
Felsefenin en zorlu konularından birinin ahlak kavramı olduğuna işaret eden Kaymaz, “Schopenhauer’e göre insanların ahlak anlayışı konusunda bir sıkıntı yoktur. Ahlaklı olmayı ve ahlaklı davranmayı herkes bilir. Bunun temelinde de ‘Hiç kimseye zarar verme ve elinden geldiğince herkese yardım et’ görüşü vardır. Ahlaktan bahsederken, öncelikle ahlakın özgürlükle ilintisini kurmamız gereklidir. Çünkü özgür olmadığımız eylemlerden sorumlu olmamız düşünülemez” diye konuştu. Kaymaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Schopenhauer özgürlüğü üçe ayırır; fiziki özgürlük, entelektüel özgürlük ve ahlaki özgürlük. Schopenhauer’a göre insan, elbette istediğini yapabilir ancak istediğini isteyemez. Eğer biz içimizde bir eylemi ortaya koymak istiyorsak, o eylemi yaparız. Ama bu eylemi yapmayı gerçekten istiyor olmayı, bir geri perspektiften istiyor olamayız. Yani istemenin istemesi söz konusu değildir. Hayatın her alanında rastladığımız her türlü olgu karşısında ‘neden’ sorusunu sorma hakkımız vardır. Schopenhauer bu nedenleri; fiziksel nedensellik, matamatik alanındaki nedensellik, mantık alanında nedensellik ve davranışlarımızın ilkesel nedenselliği olarak dörde ayırır. Schopenhauer’a göre bütün eylemler ve davranışlar nedensellik üzerinedir ve insanların çoğu karakter özelliği bakımından bencilliğe sahiptir. Öte yandan tüm ahlaki eylemlerin arkasında yatan motif merhamet olmalıdır. Merhametten yola çıkmayan hiçbir eylem, gerçek anlamda ahlaki değildir. Merhamet duygusunu size hiçbir eğitim kazandırmaz.”