Sürdürülebilirliğin DNA'sına yoğun ilgi!

Sürdürülebilirliğin DNA'sına yoğun ilgi!

Sürdürülebilirliğin DNA'sına yoğun ilgi!

BUSİAD'ın düzenlediği 12. Yenilikçilik ve Yaratıcılık Sempozyumu ve 5. Yenileşim Ödülü Almira Otel'de yoğun bir katılımla gerçekleştirildi.

Bursa Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (BUSİAD) Yenilikçilik ve Yaratıcılık Uzmanlık Grubu tarafından, bu yıl "Sürdürülebilirliğin DNA'sı" temasıyla düzenlenen 12. Yenilikçilik ve Yaratıcılık Sempozyumu'nun açılışında konuşan BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Küçükkayalar, Dünya'nın bir süredir var olma sorunu yaşadığını ifade ederek, "Buna biz insanlar neden olduk. Şimdi de bu sorunumuza çözüm yolları aramaya çalışıyoruz" diyerek sözlerine başladı. Küçükkayalar, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Salt üretmenin değil, sürdürülebilir üretmenin önemli olduğunu yeni yeni anlıyoruz. Doğrusal değil, döngüsel üretmenin önemli olduğunu, kaynakların sınırlılığını göz ardı etmeden, doğamızı ve geleceğimizi düşünerek üretmek ve tüketmek gerektiğini şimdi fark ediyoruz. Logomuza bakın; Dut yaprağı, ipek kozası ve dişli. Yani 44 yıl önce sürdürülebilir olmanın hayatın devamlılığı için vazgeçilmez olduğu anlaşılmış ve bu, Bursa'nın sembolleriyle ifadesini bulmuştur."

"Karbon ayak izimizi azaltırken, kadın ayak izimizi artıralım!" diyen Küçükkayalar, sözlerini "Biliyoruz ki başka Bursa, başka Türkiye ve başka bir Dünya yok! Sürdürülebilirliği genlerinde taşıyan bir dernek olarak, "Sürdürülebilirliğin DNA'sı" temalı sempozyumumuzun hepimizde bir ışık yakmasını temenni ediyorum" diyerek tamamladı.

"VEBALİ BÜYÜK"

Sempozyum'un paydaşlarından Bursa Uludağ Üniversitesi'nin Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz ise, pil ve batarya teknolojileri konusunda açacakları Mükemmeliyet Merkezi'nin müjdesini verdi. Prof. Dr. Kılavuz, üniversitelerin bulundukları şehrin aklını temsil ettiğini vurgulayarak, "Evrenimizi hoyratça sömürdük, bu emaneti geçmişten devraldık ama geleceğe devredeceğimizi gözardı ettik. Artık fark ettik ki tek dünya var ve bunu korumak zorundayız. Geleceğe yeşil bir evren bırakacak olanlar bizleriz ve bunu yapmazsak vebali büyük" diye konuştu. 

"ÇİN'DEKİ BİR TEKSTİL İŞÇİSİYİLE

ABD'DE REZİDANSTA YAŞAYAN MİLYARDERİN DERDİ ORTAK"

Sempozyumun ilk konuşmacısı, oyuncu, senarist ve yönetmen Mert Fırat da, sürdürülebilirliğin sadece ekonomide, üretimde, çevresel değerlerde değil, kültür ve sanatta da mümkün ve gerekli olduğuna dair bir konuşma yaptı. UNDP İyi Niyet Elçisi de olan Mert Fırat, insanın var olma savaşı, etki ve yönetişim üzerinden kurguladığı konuşmada, "Sürdürülebilirlik, yaşam içgüdüsünü de barındırıyor. Pandemi de bir savaştı ve yeni çıktık içinden. Start-up, follow-up filan değil artık ölüyoruz dedik. Karbon ayak hızını azaltacak, üretimi dönüştürecek bir yola çıkmak lazım. Çin'deki bir tekstil işçisi ile ABD'de bir rezidansta yaşayan milyarderin ortak bir derdi olduğunu anladık" dedi. Yeni çağda temel değerlerin değişmediğini ancak temel önceliklerin değiştiğine işaret eden Fırat, eğitimin, zekayı kullanma biçiminin, üniversitelerin, üretimin her şeyin dönüşmesinin gerekli olduğunu belirtti. 50 yıl sonra üretimin ihtiyaçları karşılayamayacağının altını çizen Fırat, verimliliği ve sosyal inovasyonu konuşmak gerektiğini belirtti.

Konuşmasında, dünyadan sosyal girişim örneklerine yer veren Fırat, imece kültürümüzden yararlanarak farklı paylaşım modellerinin kurgulanabileceğini kaydederek, İhtiyaç Haritası Projesi'ni nasıl hayata geçirdiklerini ve bu projenin ihtiyaca göre dönüşümünün hikayesine de yer verdi. Fırat sözlerini "Hala adil bir düzende devam etmek için az zamanımız var.
Türümüzün karşı karşıya kaldığı bir kriz söz konusu. Bu bizim krizimiz. Bunun içinden birlikte çıkabilmek için veriyi, bilgiyi paylaşmaya daha çok ihtiyacımız var"
diye konuştu.

"ORMAN YAPRAK İÇİN DEĞİL, YAPRAK ORMAN İÇİN"

Beyin ve Sinir Cerrahı, Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr Türker Kılıç da Sempozyuma 'Yeni Bilim Bağlantısallık Yeni Kültür Yaşamdaşlık' başlıklı sunumu ile katıldı. Beynin çalışması ve nasıl düşünce ürettiğine dair yapılan bilimsel araştırmalardan bahsettiği konuşmada, Kılıç, beyin ve zihni bir örümcek ve ağına benzeterek, insanların yaptıkları seçimler doğrultusunda yeni kararları içinde bulunduğu modellmeye göre yaptığını söyledi. "Aradığımız sihir bilimin kendisindedir" diyen Prof. Dr. Kılıç, olanın zaten yeterince olağanüstü olduğuna işaret ederek, "Çocukları bilimle modellenmiş zihinlerle yetiştirmek önemli. İnsan sahip olmak değil yaşamla bir olmak zorunda. Eskinin yıkıldığı ve henüz yeninin kurulamadığı bir dönemdeyiz. En verimli şey 2 kulağınızın arasındaki şey" diye konuştu.
Parçaların değil artık bütünün bilimini yapmaya ihtiyaç olduğunu belirten Kılıç, "Her şey içinde olduğunuz ağla ilintili. Kendinizi geliştirmek istiyorsanız yanınızdakini geliştirin. Enformasyon işleyen bir sistem içinde er ya da geç zeka üretiyor" dedi.
Prof. Dr. Kılıç, yaşamdaşlık kültürüne sık sık vurgu yaparak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Nörobilimciler olarak fark ettik ki, yaşamın içinde gördüğümüzden farklı renkler var. Yasamdaşlık anlayışında yaşamın hakkını insan karşısında koruyan bir hukuka ihtiyacımız var. Bu bir dönüşüm. Bir tırtılın kelebeğe dönüşümü gibi. Her tırtıl kelebek olmuyor. Hücrelerinin belli bir eşiği yaşamayı seçerse kelebek oluyor. Dünya uygarlığı için de her hücreye ihtiyac var. Orman yaprak için değil, yaprak orman için..."

"SAHADA NEREDE OLDUĞUNU BİLMEK VE

EKOSİSTEMDE DİĞERLERİNİ DE FARKETMEK ÖNEMLİ"

Eczacıbaşı Yönetim Kurulu Üyesi Nejat Emre Eczacıbaşı ise, sürdürülebilir kurumsallığın nasıl inşa edilebileceği ve organizasyonların nasıl dönüştürülebileceğine dair konuşmasını Eczacıbaşı'ndan örnekler vererek gerçekleştirdi. "Sürdürülebilir şirketler, problemlere sürdürülebilir çözümler getirenlerdir" diyen Eczacıbaşı, şirketlerin de kendi ekosistemlerini kurmalarının ihtiyaçların belirlenmesi ve doğru çözümlerin üretilmesinde önemli bir unsur olduğuna dikkat çekti.  Rinus Michels'in fikir babası olduğu ve dünyada total futbol modeli olarak bilinen model üzerinden kollektif hareket ve ekip çalışmasını örneklendiren Eczacıbaşı, "Sahada nerede olduğunu bilmek ve ekosistemde diğerlerini de fark etmek önemli" dedi.

Sempozyumun platin sponsorları Doğu Pres AŞ adına Finans Direktörü Tekin Ekici ile Turkcell Dijital İş Servisleri Genel Müdür Yardımcısı Süha Bayraktar da, şirketlerinin yenilikçilik ve yaratıcılığa dair çalışmalarını ve vizyonlarını katılımcılarla paylaştı.

Sempozyum sonunda sponsorlara plaketleri de BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Küçükkayalar tarafından takdim edildi.