Tarımda Sürdürülebilirlik Paneli BUSİAD Evi’nde gerçekleştirildi.

Tarımda Sürdürülebilirlik Paneli BUSİAD Evi’nde gerçekleştirildi.

Tarımda Sürdürülebilirlik Paneli BUSİAD Evi’nde gerçekleştirildi.

BUSİAD - Uludağ Üniversitesi işbirliği ile düzenlenen “Tarımda Sürdürülebilirlik” Paneli, tarım sektörü paydaşlarının katılımı ile BUSİAD Evi’nde gerçekleştirildi. BUSİAD Gıda Uzmanlık Grubu tarafından organize edilen etkinliğin açılışında konuşan BUSİAD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Uzmanlık Grubu Koordinatörü Selim Tarık Tezel, artan dünya nüfusuyla birlikte gıda, su, giyim ile diğer mal ve hizmetlere olan talebin de arttığını belirterek, bu ihtiyaçların giderilmesi için gereken mal ve hizmet üretiminde doğal kaynakların kullanıldığını söyledi. Kaynakların bir yandan tüketilirken diğer yandan çevresel kirliliğin de arttığına işaret eden Tezel, üretirken de tüketirken de, en azından şimdilik dünya dışında tarımsal üretim yapılabilecek ve yaşanabilecek başka bir gezegen olmadığının unutulmaması gerektiğini belirtti. Tezel, uygarlıkların başlangıcından bu yana yaşamın temel kaynağını oluşturan tarımsal üretimin günümüzde önemli sorunlarla karşı karşıya olduğunu vurgulayarak, “Hızla büyüyen dünya nüfusu, her geçen gün daha çok besine ihtiyaç duyuyor. Buna karşılık, ekilebilir alanların genişleme olanakları çok kısıtlı. Bu nedenle tarımsal üretimde birim alandan daha çok ürün almaya yönelik çalışmalar yapılıyor. Ancak, bu yönde yapılan çalışmalar; sık işlemeye bağlı olarak toprak verimliliğinin azalması, gübreleme, bitki koruma amacıyla kimyasal kullanımı, ürünün ve doğanın olumsuz yönde etkilenmesi gibi bazı olumsuzlukları da beraberinde getiriyor. Bu anlamda tarımda sürdürülebilirlik için yeni üretim yöntemleri ve tekniklerinin arayışı günümüzde olduğu gibi gelecekte de büyük öneme sahip olacak” diye konuştu. Bitkisel üretimde doğal olmayan pek çok girdi kullanılmasının ve konvansiyonel tarım sistemlerinin özellikle çevre bilincinin yeteri kadar oturmadığı gelişmekte olan ülkelerde olumsuz sonuçlara neden olduğuna değinen Tezel; öte yandan küresel ısınma, kuraklık gibi bitkisel üretimi doğrudan etkiyen iklim değişikliklerinin de, önlem alınmadığı takdirde tarımda sürdürülebilirliğin en önemli engeli haline geleceğini kaydetti.

“Gerçek başarı olumsuz koşulları azaltarak üretim artışını gerçekleştirmekle mümkün”

Bursa Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Muhsin Özlükurt da yaptığı konuşmada tarımda gerçek başarının olumsuz çevre koşullarını azaltarak istenen üretim artışını gerçekleştirmekle mümkün olabileceğini ifade ederek, bunun da sürdürülebilir tarım yöntemleri ve kalıcı çözümlerin uygulanması ile mümkün olabileceğini kaydetti. Çevresel, ekonomik ve sosyal sürdürülebilirlik sağlandığı takdirde sürdürülebilir gelişmenin gerçekleşebileceğine vurgu yapan Özlükurt, yenilemeyen enerji kaynakları yerine yenilebilir enerji kaynaklarının verimli kullanımı ve doğaya karşı sorumlu davranılmasının, çevresel sürdürülebilirliğin gereksinimi olduğunu kaydetti. 

Özlükurt’un konuşmasının ardından oturum başkanlığını Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vahap Katkat’ın yaptığı ve Bursa Ziraat Odaları İl Temsilcisi Ali Çelik, Ziraat Yüksek Mühendisi Dr. Salih Çalı, Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Doç. Dr. Ertuğrul Aksoy ve Bursa İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü adına da Ziraat Yüksek Mühendisi Erdem Durgut’un konuşmacı olduğu panele geçildi.

“Gerekli planlar yapılmazsa Türkiye artan nüfusunu besleyemez hale gelecek”

Panelin açılışında konuşan Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vahap Katkat, tarımda sürdürülebilirliğin her geçen gün önem kazandığını belirterek, tarımda sürdürülebilirliğin sağlanmasının çevrenin ve doğal kaynakların korunmasına bağlı olduğunu kaydetti. Doğal kaynaklarının başında tarım topraklarının geldiğini hatırlatan Katkat, topraksız bir tarım düşünmenin mümkün olmadığını ve sürdürülebilir tarım için tarım topraklarının korunmasının ve verimliğinin geliştirilmesinin şart olduğunun altını çizdi. Katkat, insanoğlunun tarım toprağını korumak yerine onu hor kullandığını ve kirleterek bugünkü sorunların ortaya çıkmasına yol açtığını belirterek, “İşlenebilir, tarım yapılabilir topraklar giderek azalmakta. Artan nüfusu azalan topraklarla beslemek durumunda kalmaktayız. Başta erozyon olmak üzere amaç dışı kullanım ve yanlış tarım teknikleri nedeniyle tarım toprakları hızla azalıyor. Avrupa ülkeleri ile karşılaştırıldığında birim alanda 10 kat daha fazla toprak kaybımız söz konusu” diye konuştu. Katkat şöyle devam etti: “Türkiye’de işlenebilir topraklar üzerine kentsel yerleşim ve sanayi alanları yapılıyor. Mera alanlarında da tarla tarımı gerçekleştiriliyor. Yakında Bursa Ovası’nda da tarım yapılabilecek hiçbir alan kalmayacak. İlk olarak 1977 yılında gündeme gelen Ova Koruma Protokolü 3-4 yıl içinde işlemez hale geldi ve bugün söz konusu protokol kullanım dışı kaldı. Acilen arazi kullanım planlamasının yapılması gerek. Neresinin tarım, neresinin sanayi ve neresinin de kentsel gelişim alanı olacağı ile ilgili planlar yapılmalı ve bu planlara sadık kalınmalı. Yoksa yakında Türkiye artan nüfusunu besleyemez hale gelecek ve gıda sıkıntısı çıkacak.”

Katkat’ın giriş konuşmasının ardından söz alan panelistler yaptıkları sunumlarla Türkiye’de sürdürülebilir tarım çalışmalarının geldiği noktayı, yaşanan sorunları ve tarımda sürdürülebilirliğin yaş meyve sebze ihracatındaki yerini katılımcılarla paylaştı.