Türkiye'de Sosyal Felsefe BUSİAD'da konuşuldu
Bursa Sanayicileri ve İşinsanları Derneği (BUSİAD) ile Bursa Felsefe Kulübü'nün birlikte düzenlediği Açık Kapı Toplantıları / Felsefe Söyleşilerinin 2023-2024 döneminin ilk toplantısında, "Türkiye'de Sosyal Felsefenin Dünü ve Bugünü" konuşuldu.
Moderatörlüğünü Bursa Uludağ Üniversitesi Felsefe Tarihi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Metin Becermen'in yaptığı toplantıda konuşan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kurtul Gülenç, sosyal felsefenin Platon'la başlatılabileceğini kaydetti. Prof. Dr. Gülenç, Platon'un Devlet adlı eserinde iyi bir toplumun nasıl inşaa edilebileceğini tartıştığını kaydetti.
Türkiye'de ise sosyal felsefenin 1933'te üniversite reformuyla hayatımıza girdiğini ifade eden Prof. Dr. Gülenç, "Darülfünun'un İstanbul Üniversitesi olmasıyla başlayan bir süreç de diyebiliriz. Cumhuriyetin kurucu kadrosu bunu gerçekleştirdi". Prof. Dr. Macit Gökberk'in bu dönem için en önemli isim olduğunu ifade eden Prof. Dr. Gülenç, Gökberk'in felsefenin Türkçe yapılmasına çok öenmli bir katkısının olduğunu da ifade etti. Prof. Dr. Gülenç, 1933-1960 arasının Türkiye'de cumhuriyetin aydınlanmacı anlayışın oturtulmaya çalışıldığı bir dönemi temsil ettiğini ve pozitivizmin etkisindeki dönem olduğunu da kaydetti. Bu dönemin ulus çizgisinde bir kültür oluşturmayı da gündeme getirdiğini ve burada Macit Gökberk'in katkısının büyük olduğunu söyledi.
1960-1970'lerde cumhuriyetin açmazlarının tartışıldığı bir dönem olduğunu da belirten Gülenç, "Sosyal felsefedeki dönüşüm de bu dönemde görülmüştür" dedi. Gülenç, bu döneme damga vuran felsefecilerin katkılarını da detaylı anlattı. Batıda eğitim almış kişilerin ülkeye döndüklerinde burada aldıkları eğitimi yerelleştirme çalışmalarına da tanık olunduğu bir dönem olduğunu kaydeden Prof. Dr. Gülenç, bu döneme Anadolulaşma dönemi de denilebileceğini ifade etti.
1960-1980 arasındaki siyasal hareketlerin de sosyal felsefenin konusu haline geldiği, bu dönemde ulusal ve sınıf temelli hareketlerin ön plana çıktığını ifade eden Prof. Dr, Gülenç, 1980'ler sonrası ise mikro tarihi konuların öne çıktığını belirtti.
Gülenç, gelen sorular üzerine ise günümüzde ise toplum ve doğa ayrımının olmadığın bir tartışmanın özellikle pandemiyle gündeme geldiğini de kaydetti.
Toplantı Prof. Dr. Gülenç ve Prof. Dr. Becermen'e "Kır Çiçekleri Okusun Diye" kampanyasına yapılan bağış sertifikalarının verilmesiyle sona erdi.